Entrancingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Entrancingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Entrancingly İle İlgili Cümleler

Anlam: Çok büyüleyici bir şekilde

  1. She danced entrancingly and captured everyone’s attention.
    (Türkçe: O büyüleyici bir şekilde dans etti ve herkesin ilgisini çekti.)

  2. The singer’s voice was entrancingly beautiful.
    (Türkçe: Şarkıcının sesi büyüleyici bir şekilde güzeldi.)

  3. The sunset looked entrancingly beautiful over the ocean.
    (Türkçe: Günbatımı okyanus üzerinde büyüleyici bir şekilde güzeldi.)

  4. The magician performed entrancingly and mesmerized the audience.
    (Türkçe: Büyücü büyüleyici bir şekilde performans sergiledi ve seyircileri hipnotize etti.)

  5. The movie’s storyline was entrancingly captivating.
    (Türkçe: Film’in hikayesi büyüleyici bir şekilde etkileyiciydi.)

  6. The author’s writing style was entrancingly engaging.
    (Türkçe: Yazarın yazım stili büyüleyici bir şekilde ilgi çekiciydi.)

  7. The forest was entrancingly quiet, and the only sound was the rustling of leaves.
    (Türkçe: Orman büyüleyici bir şekilde sessizdi ve tek ses yaprakların hışıltısıydı.)

  8. The painting was entrancingly realistic, and it looked like a photograph.
    (Türkçe: Tablo büyüleyici bir şekilde gerçekçiydi ve fotoğraf gibi görünüyordu.)

  9. The actress played the role entrancingly and made the audience believe she was the character.
    (Türkçe: Oyuncu rolü büyüleyici bir şekilde oynadı ve seyircilerin karakter olduğuna inanmasını sağladı.)

  10. The singer’s performance was entrancingly powerful and emotional.
    (Türkçe: Şarkıcının performansı büyüleyici bir şekilde güçlü ve duygusal idi.)

  11. The city was entrancingly beautiful at night, with all the lights and skyscrapers.
    (Türkçe: Şehir geceleyin tüm ışıklar ve gökdelenlerle büyüleyici bir şekilde güzeldi.)

  12. The play was entrancingly suspenseful, and the audience was on the edge of their seats.
    (Türkçe: Oyun büyüleyici bir şekilde gerilim doluydu ve seyirciler koltuklarında kenarda bekliyorlardı.)

  13. The singer’s voice entranced the audience entrancingly, and they all swayed to the music.
    (Türkçe: Şarkıcının sesi büyüleyici bir şekilde seyircileri büyüledi ve hepsi müziğe eşlik ettiler.)

  14. The mountain range looked entrancingly beautiful covered in snow.
    (Türkçe: Dağ sırası karla kap

ılı büyüleyici bir şekilde güzeldi.)

  1. The sculpture was entrancingly intricate and detailed.
    (Türkçe: Heykel büyüleyici bir şekilde karmaşık ve detaylıydı.)

  2. The chef prepared the entrée entrancingly and it looked like a work of art.
    (Türkçe: Şef ana yemeği büyüleyici bir şekilde hazırladı ve bir sanat eseri gibi görünüyordu.)

  3. The writer’s words entranced the reader entrancingly, and they were drawn into the story.
    (Türkçe: Yazarın kelimeleri okuyucuyu büyüleyici bir şekilde büyüledi ve hikayeye çekildiler.)

  4. The fireworks display was entrancingly beautiful and lit up the night sky.
    (Türkçe: Havai fişek gösterisi büyüleyici bir şekilde güzeldi ve gece gökyüzünü aydınlattı.)

  5. The ballerina moved entrancingly and made it look effortless.
    (Türkçe: Bale dansçısı büyüleyici bir şekilde hareket etti ve zahmetsiz görünmesini sağladı.)

  6. The perfume smelled entrancingly seductive and alluring.
    (Türkçe: Parfüm büyüleyici bir şekilde çekici ve baştan çıkarıcı kokuyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.