Entrancingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Entrancingly İle İlgili Cümleler
Anlam: Çok büyüleyici bir şekilde
-
She danced entrancingly and captured everyone’s attention.
(Türkçe: O büyüleyici bir şekilde dans etti ve herkesin ilgisini çekti.) -
The singer’s voice was entrancingly beautiful.
(Türkçe: Şarkıcının sesi büyüleyici bir şekilde güzeldi.) -
The sunset looked entrancingly beautiful over the ocean.
(Türkçe: Günbatımı okyanus üzerinde büyüleyici bir şekilde güzeldi.) -
The magician performed entrancingly and mesmerized the audience.
(Türkçe: Büyücü büyüleyici bir şekilde performans sergiledi ve seyircileri hipnotize etti.) -
The movie’s storyline was entrancingly captivating.
(Türkçe: Film’in hikayesi büyüleyici bir şekilde etkileyiciydi.) -
The author’s writing style was entrancingly engaging.
(Türkçe: Yazarın yazım stili büyüleyici bir şekilde ilgi çekiciydi.) -
The forest was entrancingly quiet, and the only sound was the rustling of leaves.
(Türkçe: Orman büyüleyici bir şekilde sessizdi ve tek ses yaprakların hışıltısıydı.) -
The painting was entrancingly realistic, and it looked like a photograph.
(Türkçe: Tablo büyüleyici bir şekilde gerçekçiydi ve fotoğraf gibi görünüyordu.) -
The actress played the role entrancingly and made the audience believe she was the character.
(Türkçe: Oyuncu rolü büyüleyici bir şekilde oynadı ve seyircilerin karakter olduğuna inanmasını sağladı.) -
The singer’s performance was entrancingly powerful and emotional.
(Türkçe: Şarkıcının performansı büyüleyici bir şekilde güçlü ve duygusal idi.) -
The city was entrancingly beautiful at night, with all the lights and skyscrapers.
(Türkçe: Şehir geceleyin tüm ışıklar ve gökdelenlerle büyüleyici bir şekilde güzeldi.) -
The play was entrancingly suspenseful, and the audience was on the edge of their seats.
(Türkçe: Oyun büyüleyici bir şekilde gerilim doluydu ve seyirciler koltuklarında kenarda bekliyorlardı.) -
The singer’s voice entranced the audience entrancingly, and they all swayed to the music.
(Türkçe: Şarkıcının sesi büyüleyici bir şekilde seyircileri büyüledi ve hepsi müziğe eşlik ettiler.) -
The mountain range looked entrancingly beautiful covered in snow.
(Türkçe: Dağ sırası karla kap
ılı büyüleyici bir şekilde güzeldi.)
-
The sculpture was entrancingly intricate and detailed.
(Türkçe: Heykel büyüleyici bir şekilde karmaşık ve detaylıydı.) -
The chef prepared the entrée entrancingly and it looked like a work of art.
(Türkçe: Şef ana yemeği büyüleyici bir şekilde hazırladı ve bir sanat eseri gibi görünüyordu.) -
The writer’s words entranced the reader entrancingly, and they were drawn into the story.
(Türkçe: Yazarın kelimeleri okuyucuyu büyüleyici bir şekilde büyüledi ve hikayeye çekildiler.) -
The fireworks display was entrancingly beautiful and lit up the night sky.
(Türkçe: Havai fişek gösterisi büyüleyici bir şekilde güzeldi ve gece gökyüzünü aydınlattı.) -
The ballerina moved entrancingly and made it look effortless.
(Türkçe: Bale dansçısı büyüleyici bir şekilde hareket etti ve zahmetsiz görünmesini sağladı.) -
The perfume smelled entrancingly seductive and alluring.
(Türkçe: Parfüm büyüleyici bir şekilde çekici ve baştan çıkarıcı kokuyordu.)
Hemen Yorum Yaz