Enjoin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enjoin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enjoin İle İlgili Cümleler

Enjoin kelimesi Türkçede “buyurmak, emretmek, yapılmasını istemek” gibi anlamlara gelir.

  1. The judge enjoined the company from using that trademark anymore. (Hakim, şirketin artık o ticari markayı kullanmamasını emretti.)
  2. The law enjoins us to obey traffic rules. (Kanun, trafik kurallarına uymamızı buyurur.)
  3. The boss enjoined the employees to be on time. (Patron, çalışanların zamanında gelmesini istedi.)
  4. The doctor enjoined the patient to take the medicine regularly. (Doktor, hastanın düzenli olarak ilaç almasını istedi.)
  5. The teacher enjoined the students to study hard for the exam. (Öğretmen, öğrencilerin sınava iyi hazırlanmalarını istedi.)
  6. The coach enjoined the team to focus on defense. (Antrenör, takımın savunmaya odaklanmasını istedi.)
  7. The parents enjoined their children to be polite to guests. (Ebeveynler, çocuklarının misafirlere karşı nazik olmasını istedi.)
  8. The hotel manager enjoined the staff to keep the rooms clean. (Otel müdürü, personelin odaları temiz tutmasını emretti.)
  9. The captain enjoined the crew to prepare for the storm. (Kaptan, mürettebatın fırtınaya hazırlık yapmasını istedi.)
  10. The law enjoins landlords to maintain their properties in good condition. (Kanun, ev sahiplerinin mülklerini iyi durumda tutmalarını buyurur.)
  11. The company enjoined its employees to keep confidential information private. (Şirket, çalışanların gizli bilgileri özel tutmasını istedi.)
  12. The government enjoined the citizens to stay at home during the lockdown. (Hükümet, vatandaşların karantina sırasında evde kalmalarını istedi.)
  13. The supervisor enjoined the workers to wear safety gear at all times. (Denetçi, işçilerin her zaman güvenlik ekipmanı takmalarını istedi.)
  14. The principal enjoined the students to respect each other’s differences. (Okul müdürü, öğrencilerin birbirlerinin farklılıklarına saygı göstermesini istedi.)
  15. The army general enjoined the troops to follow orders without question. (Ordu generali, askerlerin sorgusuz sualsiz emirlere uymasını emretti.)
  16. The coach enjoined the players to warm up properly before the game. (Antrenör, oyuncuların maçtan önce iyi bir şekilde ısınmasını istedi.)
  17. The law enjoins employers to provide a safe working environment. (Kanun, işverenlerin güvenli bir çalışma ortamı sağlamalarını buyurur.)
  18. The parents enjoined their children to be responsible for their actions. (Ebeveynler, çocuklarının eylemlerinden sorumlu olmalarını istedi.)
  19. The manager enjoined the team to
  1. work together to complete the project on time. (Yönetici, takımın projeyi zamanında tamamlamak için birlikte çalışmasını istedi.)
  2. The judge enjoined the parties to settle the dispute out of court. (Hakim, tarafların dava dışında anlaşmalarını emretti.)

Bu cümlelerde “enjoin” kelimesi emir ve istek ifade etmek için kullanılmıştır. Genellikle yasal konular, işyeri, okul ve aile gibi yerlerde kullanılır. Kelimenin anlamını daha iyi anlamak için cümleleri dikkatlice incelemek faydalı olacaktır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.