Engage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Engage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Engage:

Türkçe anlamı: İlgilenmek, dikkat etmek, meşgul etmek

1. I always engage in meaningful conversations with my friends.
   (Türkçe: Ben her zaman arkadaşlarımla anlamlı konuşmalara dahil olurum.)

2. The teacher engaged the students in a group activity.
   (Türkçe: Öğretmen öğrencileri bir grup etkinliğine dahil etti.)

3. We need to engage more volunteers for this project.
   (Türkçe: Bu proje için daha fazla gönüllüyü dahil etmemiz gerekiyor.)

4. The company was unable to engage the interest of its target audience.
   (Türkçe: Şirket hedef kitlesinin ilgisini çekmekte başarısız oldu.)

5. The couple engaged in a romantic dance.
   (Türkçe: Çift romantik bir dansa dahil oldu.)

6. The politician engaged in a heated debate with her opponent.
   (Türkçe: Politikacı rakibiyle hararetli bir tartışmaya dahil oldu.)

7. I cannot engage in this conversation any longer.
   (Türkçe: Bu konuşmaya artık dahil olamam.)

8. The company needs to engage with its customers more effectively.
   (Türkçe: Şirket müşterileriyle daha etkili bir şekilde iletişim kurmalıdır.)

9. The book engaged my interest from the very first page.
   (Türkçe: Kitap beni ilk sayfasından itibaren ilgilendirdi.)

10. The museum offers interactive exhibits to engage visitors.
    (Türkçe: Müze ziyaretçileri meşgul etmek için etkileşimli sergiler sunuyor.)

11. The coach engaged his team in a motivational speech before the game.
    (Türkçe: Antrenör, oyundan önce takımını motive eden bir konuşmaya dahil etti.)

12. The company’s social media strategy is designed to engage customers.
    (Türkçe: Şirketin sosyal medya stratejisi müşterileri meşgul etmek için tasarlanmıştır.)

13. The movie engages the audience with its suspenseful plot.
    (Türkçe: Film, gerilim dolu konusuyla izleyicileri meşgul ediyor.)

14. The teacher engaged the students by using interactive teaching methods.
    (Türkçe: Öğretmen, etkileşimli öğretim yöntemleri kullanarak öğrencileri meşgul etti.)

15. The company needs to engage with its employees more effectively.
    (Türkçe: Şirket çalışanlarıyla daha etkili bir şekilde iletişim kurmalıdır.)

16. The book engages with complex philosophical ideas.
    (Türkçe: Kitap karmaşık felsefi fikirlerle ilgilidir.)

17. The company engaged a consultant

to help improve its marketing strategy.
(Türkçe: Şirket, pazarlama stratejisini geliştirmek için bir danışmanla anlaştı.)

18. The speaker engaged the audience with her inspiring story.
    (Türkçe: Konuşmacı, ilham verici hikayesiyle izleyicileri meşgul etti.)

19. The company’s new product is designed to engage customers and increase sales.
    (Türkçe: Şirketin yeni ürünü, müşterileri meşgul etmek ve satışları artırmak için tasarlandı.)

20. The charity organization is looking to engage more volunteers for its upcoming event.
    (Türkçe: Yardım kuruluşu, yaklaşan etkinliği için daha fazla gönüllüyü dahil etmek istiyor.)