Enfranchise İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enfranchise İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enfranchise Ne Demek?

Enfranchise kelimesi, bir kişi veya grubun önceden sahip olmadığı bir hak veya ayrıcalığın verilmesi anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The government decided to enfranchise all citizens over the age of 18. (Hükümet, 18 yaşın üzerindeki tüm vatandaşları oy kullanma hakkıyla donatmaya karar verdi.)
  2. Women were enfranchised in the United States in 1920. (Kadınlar, Amerika Birleşik Devletleri’nde 1920 yılında oy kullanma hakkına sahip oldular.)
  3. The civil rights movement worked to enfranchise African Americans. (Sivil haklar hareketi, Afrika kökenli Amerikalıların oy kullanma haklarına sahip olmaları için çalıştı.)
  4. The government’s efforts to enfranchise refugees were welcomed by many. (Hükümetin mültecileri oy kullanma haklarına sahip kılmak için yaptığı çalışmalar, birçok kişi tarafından memnuniyetle karşılandı.)
  5. The new law will enfranchise people with disabilities. (Yeni yasa, engelli insanların oy kullanma haklarına sahip olmalarını sağlayacak.)
  6. The campaign to enfranchise prisoners faced opposition from some groups. (Hapisteki insanların oy kullanma haklarına sahip olmalarını sağlama kampanyası, bazı gruplardan karşıtlıkla karşılaştı.)
  7. The suffragettes fought tirelessly to enfranchise women in the UK. (Suffragette’ler, İngiltere’de kadınların oy kullanma haklarını sağlamak için kararlı bir şekilde mücadele ettiler.)
  8. The enfranchisement of indigenous peoples was a key issue in the election. (Yerli halkların oy kullanma hakları, seçimde önemli bir konuydu.)
  9. The company’s decision to enfranchise its employees was praised by unions. (Şirketin çalışanlarını oy kullanma haklarına sahip kılma kararı, sendikalar tarafından övüldü.)
  10. The enfranchisement of former slaves was a major victory for the abolitionist movement. (Eski kölelerin oy kullanma haklarına sahip olmaları, kölelik karşıtı hareket için büyük bir zaferdi.)
  11. The government’s failure to enfranchise certain groups led to protests. (Hükümetin belirli grupları oy kullanma haklarına sahip kılmama başarısızlığı, protestolara neden oldu.)
  12. The enfranchisement of prisoners is a controversial topic. (Hapisteki insanların oy kullanma haklarına sahip kılınması tartışmalı bir konudur.)
  13. The suffrage movement worked to enfranchise women in many countries around the world. (Suffrage hareketi, dünya genelinde birçok ülkede kadınların oy kullanma haklarını sağlamak için çalıştı.)
  14. The enfranchisement of the colonized peoples was a key demand of anti-colonial movements. (Sömürgeleştirilen halkların oy kullanma haklarına sahip kılınması, sömürge karşıtı hareketlerin önemli taleplerindendi.)
  15. The new law aims to enfranchise marginalized communities and ensure their voices are heard. (Yeni yasa, marjinalleştirilmiş toplulukların oy kullanma haklarını sağlamayı ve seslerinin duyulmasını sağlamayı amaçlamaktadır.)
  16. Some argue that enfranchising felons would encourage more crime. (Bazıları, suçluların oy kullanma haklarına sahip kılınması, daha fazla suça teşvik edeceğine dair argümanlar sunarlar.)
  17. The suffrage movement in the US was successful in enfranchising women, but it took decades of hard work and activism. (ABD’deki suffrage hareketi, kadınların oy kullanma haklarını sağlama konusunda başarılı oldu, ancak yıllarca sürdü ve aktif eylemlere ihtiyaç duydu.)
  18. Enfranchisement is a fundamental aspect of democracy and ensures that every voice is heard. (Oy kullanma hakkı, demokrasinin temel bir yönüdür ve herkesin sesinin duyulmasını sağlar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.