Enactment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enactment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enactment

Enactment kelimesi Türkçe’de “yürürlüğe koyma” anlamına gelir. Bir yasanın veya bir kararın uygulanması anlamında kullanılır.

1. The enactment of the new law caused controversy. (Yeni yasanın yürürlüğe girmesi tartışma yarattı.)
2. The president signed the enactment into law. (Başkan, yürürlüğe koyulacak kararı imzaladı.)
3. The enactment of this policy will greatly benefit the community. (Bu politikanın uygulanması topluma büyük fayda sağlayacak.)
4. The enactment of these regulations is necessary for public safety. (Bu düzenlemelerin yürürlüğe konması kamu güvenliği için gereklidir.)
5. The enactment of the trade agreement will promote economic growth. (Ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesi ekonomik büyümeyi teşvik edecektir.)
6. The company supports the enactment of stricter environmental regulations. (Şirket, daha sıkı çevre düzenlemelerinin yürürlüğe konulmasını destekliyor.)
7. The enactment of this law will have significant implications for the healthcare industry. (Bu yasanın yürürlüğe girmesi, sağlık sektörü için önemli sonuçlar doğuracaktır.)
8. The enactment of the new tax policy is expected to generate revenue for the government. (Yeni vergi politikasının yürürlüğe konmasıyla hükümet gelir elde etmeyi bekliyor.)
9. The enactment of this rule will ensure fairness in the workplace. (Bu kuralın yürürlüğe konması işyerinde adaletin sağlanmasını sağlayacak.)
10. The enactment of the law was delayed due to opposition from certain groups. (Yasanın yürürlüğe konması, belirli grupların karşı çıkması nedeniyle gecikti.)
11. The enactment of this policy has been long overdue. (Bu politikanın yürürlüğe konulması uzun zamandır gecikmişti.)
12. The enactment of the new building code will improve safety standards. (Yeni yapı yönetmeliğinin yürürlüğe konması güvenlik standartlarını artıracaktır.)
13. The enactment of this regulation will help protect consumers from fraud. (Bu düzenlemenin yürürlüğe konması tüketicileri dolandırıcılıktan korumaya yardımcı olacaktır.)
14. The enactment of the law will have a direct impact on the education system. (Yasanın yürürlüğe girmesi eğitim sistemi üzerinde doğrudan etkisi olacak.)
15. The enactment of the new policy will require additional resources. (Yeni politikanın yürürlüğe konması ek kaynak gerektirecek.)
16. The enactment of this proposal will create new job opportunities. (Bu önerinin yürürlüğe konulması yeni iş imkanları yaratacaktır.)
17. The enactment of the agreement was celebrated by both sides

18. The enactment of the law was met with protests from the public. (Yasanın yürürlüğe girmesi, halktan protestolarla karşılandı.)
19. The enactment of this measure will help reduce greenhouse gas emissions. (Bu tedbirin yürürlüğe konması sera gazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olacaktır.)
20. The enactment of the new trade policy will have global implications. (Yeni ticaret politikasının yürürlüğe konması küresel sonuçlar doğuracaktır.)