Empress İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Empress İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Empress Nedir?

Empress, Türkçe karşılığıyla “İmparatoriçe” anlamına gelir. Bu kelime, imparatorluk yönetiminde ülkeyi yöneten kadın hükümdarları ifade etmek için kullanılır. İngilizcede, “empress” kelimesi genellikle kadın hükümdarları ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The empress of China was known for her wisdom and beauty. (Çin İmparatoriçesi, bilgeliği ve güzelliğiyle tanınıyordu.)
2. The empress dowager ruled the Qing dynasty with an iron fist. (İmparatoriçe valide, Qing Hanedanlığı’nı demir yumrukla yönetti.)
3. The empress consort was a powerful figure behind the throne. (İmparatoriçe eşi, tahtın arkasındaki güçlü bir figürdü.)
4. The empress mother was a beloved figure among the people. (İmparatoriçe annesi, halk arasında sevilen bir figürdü.)
5. The empress regnant was the first woman to hold the throne in her own right. (İmparatoriçe, kendi hakkıyla tahtı alan ilk kadındı.)
6. The empress dowager’s influence extended far beyond the palace walls. (İmparatoriçe valide’nin etkisi, saray duvarlarından çok daha öteye uzandı.)
7. The empress’s coronation was a grand event attended by dignitaries from all over the world. (İmparatoriçenin taç giyme töreni, dünyanın dört bir yanından devlet adamlarının katıldığı görkemli bir etkinlikti.)
8. The empress was known for her patronage of the arts. (İmparatoriçe, sanata olan desteğiyle tanınıyordu.)
9. The empress was a skilled diplomat who navigated the complex political landscape with ease. (İmparatoriçe, karmaşık siyasi manzarayı kolayca yöneten yetenekli bir diplomat idi.)
10. The empress was deeply loved by her people and remembered as a wise and just ruler. (İmparatoriçe, halkı tarafından derinden sevilen ve bilge ve adil bir lider olarak hatırlanan biriydi.)
11. The empress’s reign saw many advances in science and technology. (İmparatoriçe dönemi, bilim ve teknolojide birçok ilerlemeyi gördü.)
12. The empress’s palace was a magnificent structure with elaborate gardens and courtyards. (İmparatoriçenin sarayı, süslü bahçeleri ve avluları olan görkemli bir yapıydı.)
13. The empress’s advisors were some of the brightest minds in the empire. (İmparatoriçenin danışmanları, imparatorlukta bulunan en parlak zekalardan bazılarıydı.)
14. The empress’s legacy lived on long after her death. (İmparatoriçenin mirası, ölümünden uzun süre sonra da

yaşamaya devam etti.)
15. The empress’s edicts were respected and obeyed throughout the empire. (İmparatoriçenin fermanları, imparatorluk genelinde saygı gördü ve uygulandı.)

  1. The empress’s army was one of the most powerful in the world at the time. (İmparatoriçenin ordusu, o dönem dünyanın en güçlü ordularından biriydi.)
  2. The empress’s marriage to a foreign prince was seen as a symbol of peace and unity between their two nations. (İmparatoriçenin yabancı bir prensle evliliği, iki ülke arasındaki barış ve birliğin bir sembolü olarak görüldü.)
  3. The empress’s coronation robe was adorned with precious jewels and intricate embroidery. (İmparatoriçenin taç giyme kıyafeti, değerli taşlarla ve karmaşık nakış işlemeleriyle süslenmişti.)
  4. The empress’s court was a place of intrigue and gossip, with many vying for her favor. (İmparatoriçenin sarayı, entrika ve dedikodu dolu bir yerdi ve birçok kişi onun iyiliği için yarışıyordu.)
  5. The empress’s death marked the end of an era and the beginning of a new one. (İmparatoriçenin ölümü, bir dönemin sonunu ve yeni bir dönemin başlangıcını işaret etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.