Emphatical İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Emphatical İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Emphatical Nedir?

Emphatical, vurgulu, etkili ve güçlü bir şekilde ifade edilen anlamına gelen bir İngilizce kelime.

Örnek cümleler:

1. She emphatically stated that she would never work with him again. (O, kesin bir şekilde onunla bir daha çalışmayacağını söyledi.)
2. He shook his head emphatically to show his disagreement. (O, anlaşmazlığını göstermek için başını vurgulu bir şekilde salladı.)
3. The manager emphatically denied any wrongdoing. (Yönetici, herhangi bir yanlışlık yapmadığını vurgulu bir şekilde reddetti.)
4. The coach emphasized the importance of teamwork. (Antrenör, takım çalışmasının önemini vurguladı.)
5. She spoke emphatically about the need for change. (Değişim gerekliliği konusunda vurgulu bir şekilde konuştu.)
6. He made it emphatically clear that he was not interested in the proposal. (Öneriyle ilgilenmediğini vurgulu bir şekilde açıkça belirtti.)
7. The judge ruled emphatically in favor of the plaintiff. (Hakim, davacının lehine vurgulu bir şekilde karar verdi.)
8. The CEO stated emphatically that the company would not tolerate any unethical behavior. (CEO, şirketin herhangi bir etik dışı davranışı tolere etmeyeceğini vurgulu bir şekilde belirtti.)
9. The professor emphasized the importance of studying hard for the exam. (Profesör, sınav için sıkı çalışmanın önemini vurguladı.)
10. The speaker made an emphatic point about the dangers of smoking. (Konuşmacı, sigara içmenin tehlikeleri hakkında vurgulu bir noktaya değindi.)
11. She nodded emphatically to show her agreement. (O, anlaşmazlığını göstermek için başını vurgulu bir şekilde salladı.)
12. The politician made an emphatic promise to reduce taxes. (Politikacı, vergileri azaltma konusunda vurgulu bir söz verdi.)
13. The singer sang the final note emphatically to bring the song to a powerful close. (Şarkıcı, şarkıyı güçlü bir şekilde tamamlamak için son notayı vurgulu bir şekilde söyledi.)
14. The athlete made an emphatic finish to win the race. (Sporcu, yarışı kazanmak için vurgulu bir şekilde bitirdi.)
15. The teacher emphasized the importance of good behavior in the classroom. (Öğretmen, sınıfta iyi davranışın önemini vurguladı.)
16. The chef emphasized the importance of using fresh ingredients in cooking. (Şef, yemek yaparken taze malzemeler kullanmanın önemini vurguladı.)
17. The company made an emphatic announcement about their new product. (Şirket, yeni ürünleri hakkında vurgulu bir duyuru yaptı.)
18. The coach made an emphatic speech before the game to motivate the team. (Antrenör, takımı motive et

mek için maçtan önce vurgulu bir konuşma yaptı.)
19. The author made an emphatic statement about the importance of reading books. (Yazar, kitap okumanın önemine dair vurgulu bir açıklama yaptı.)

20. The scientist emphasized the need for more research in the field of climate change. (Bilim insanı, iklim değişikliği alanında daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguladı.)

Bu örnek cümlelerde, “emphatically” kelimesi anlamını vurgulamak, güçlü ve etkili bir şekilde ifade etmek için kullanılmıştır.