Emigrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Emigrate nedir?
Emigrate, bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşmek anlamına gelen bir fiildir.
Örnek cümleler:
- I am planning to emigrate to Australia next year. (Gelecek yıl Avustralya’ya göç etmeyi planlıyorum.)
- My grandparents emigrated from Italy to the United States in the 1920s. (Büyükannem ve büyükbabam 1920’lerde İtalya’dan ABD’ye göç etti.)
- It is not easy to emigrate to Canada without a job offer. (İş teklifi olmadan Kanada’ya göç etmek kolay değil.)
- Many people emigrate from rural areas to cities in search of better job opportunities. (Daha iyi iş imkanları arayışında birçok kişi kırsal alanlardan şehirlere göç eder.)
- The family decided to emigrate to New Zealand for a better life. (Aile daha iyi bir yaşam için Yeni Zelanda’ya göç etmeye karar verdi.)
- She had to emigrate to Germany to be with her husband who got a job there. (Eşi orada iş bulduğu için Almanya’ya gitmek zorunda kaldı.)
- The political situation in their country forced them to emigrate to a neighboring country. (Ülkelerindeki siyasi durum, komşu bir ülkeye göç etmelerini zorunlu kıldı.)
- They emigrated to Canada from the United Kingdom when they retired. (Emekli olduklarında, Kanada’ya Birleşik Krallık’tan göç ettiler.)
- The artist emigrated to France to pursue her career. (Sanatçı kariyerini sürdürmek için Fransa’ya göç etti.)
- He wanted to emigrate to the United States, but he couldn’t get a visa. (ABD’ye göç etmek istedi, ancak vize alamadı.)
- The family had to emigrate to a different part of the country after a natural disaster destroyed their home. (Doğal bir afet evlerini yıktıktan sonra aile ülkelerinin başka bir bölgesine göç etmek zorunda kaldı.)
- She emigrated to Canada with her parents when she was a child. (Ç
ocukken ailesiyle birlikte Kanada’ya göç etti.)
- My friend decided to emigrate to Spain to learn Spanish and experience a different culture. (Arkadaşım İspanyolca öğrenmek ve farklı bir kültür deneyimlemek için İspanya’ya gitmeye karar verdi.)
- The company offered him a job in their branch office in Australia, so he had to emigrate there. (Şirket Avustralya’daki şube ofislerinde bir iş teklif etti, bu nedenle oraya göç etmek zorunda kaldı.)
- The couple emigrated from Russia to the United States to be closer to their children. (Çocuklarına daha yakın olmak için çift Rusya’dan ABD’ye göç etti.)
- He had to emigrate to Canada to escape persecution in his home country. (Evindeki zulümden kaçmak için Kanada’ya göç etmek zorunda kaldı.)
- After finishing university, she decided to emigrate to Germany to start her career. (Üniversiteyi bitirdikten sonra kariyerine başlamak için Almanya’ya göç etmeye karar verdi.)
- The family was not happy with the political situation in their home country, so they decided to emigrate to a more stable country. (Aile, evlerindeki siyasi durumdan memnun değildi, bu nedenle daha istikrarlı bir ülkeye göç etmeye karar verdiler.)
- He emigrated from China to the United States to pursue higher education opportunities. (Daha yüksek eğitim fırsatları için Çin’den ABD’ye göç etti.)
- The family had to emigrate to a neighboring country to escape war and conflict in their home country. (Ülkelerindeki savaş ve çatışmalardan kaçmak için aile komşu bir ülkeye göç etmek zorunda kaldı.)
- She emigrated to France to be with her partner who lived there. (Partneri orada yaşadığı için Fransa’ya gitmek zorunda kaldı.)
Türkçe karşılıklar:
- Gelecek yıl Avustralya’ya göç etmeyi planlıyorum.
- Büyükannem ve büyükbabam 1920’lerde İtalya’dan ABD’ye göç etti.
- İş teklifi olmadan Kanada’ya göç etmek kolay değil.
- Daha
Hemen Yorum Yaz