Embattled İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Embattled İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Embattled

Embattled, zorlu ve zorlu koşullarla karşı karşıya olan bir kişi veya grup için kullanılan bir sıfattır. Bu kelime, genellikle zorlu bir durumda mücadele eden veya sıkıntı çeken insanlar veya gruplar için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The embattled army fought fiercely against the enemy. (Savaşan ordu, düşmana karşı şiddetli bir şekilde savaştı.)
  2. The embattled football team struggled to win the match. (Zorlu futbol takımı, maçı kazanmak için mücadele etti.)
  3. The embattled company faced bankruptcy due to poor management. (Zorlu şirket, kötü yönetim nedeniyle iflasla karşı karşıya kaldı.)
  4. The embattled politician faced criticism from all sides. (Zorlu siyasetçi, her taraftan eleştirilerle karşı karşıya kaldı.)
  5. The embattled athlete suffered a major injury during the competition. (Zorlu atlet, yarışma sırasında ciddi bir sakatlık geçirdi.)
  6. The embattled community struggled to recover after the natural disaster. (Zorlu topluluk, doğal afet sonrasında toparlanmak için mücadele etti.)
  7. The embattled family faced financial difficulties after the breadwinner lost his job. (Zorlu aile, ekmek kazanan kişinin işini kaybetmesi sonrası mali zorluklarla karşı karşıya kaldı.)
  8. The embattled students protested against the unfair grading system. (Zorlu öğrenciler, haksız notlandırma sistemine karşı protesto ettiler.)
  9. The embattled residents of the neighborhood complained about the noise pollution from the nearby factory. (Zorlu mahalle sakinleri, yakındaki fabrikadan kaynaklanan gürültü kirliliği konusunda şikayet ettiler.)
  10. The embattled artist struggled to make a living from her art. (Zorlu sanatçı, sanatından geçimini sağlamak için mücadele etti.)
  11. The embattled journalist faced threats and intimidation for reporting on sensitive issues. (Zorlu gazeteci, hassas konular hakkında haber yapması nedeniyle tehdit ve baskıyla karşı karşıya kaldı.)
  12. The embattled minority group demanded equal rights and representation. (Zorlu azınlık grubu, eşit haklar ve temsil talebinde bulundu.)
  13. The embattled CEO struggled to turn around the failing company. (Zorlu CEO, başarısız olan şirketi düzeltmek için mücadele etti.)
  14. The embattled homeowners association faced legal challenges from disgruntled residents. (Zorlu ev sahipleri derneği, memnuniyetsiz sakinler tarafından yasal zorluklarla karşı karşıya kaldı.)
  15. The embattled environmental group fought against the destruction of the rainforest. (Zorlu çevre grubu, yağmur ormanlarının yok ed

ilmesine karşı mücadele etti.)
16. The embattled NGO struggled to raise funds for its humanitarian projects. (Zorlu sivil toplum örgütü, insani projeleri için fon toplamakta mücadele etti.)

  1. The embattled trade union demanded better working conditions for its members. (Zorlu sendika, üyeleri için daha iyi çalışma koşulları talep etti.)
  2. The embattled startup faced fierce competition from established companies in the market. (Zorlu startup, piyasada kurulmuş şirketlerden şiddetli rekabetle karşı karşıya kaldı.)
  3. The embattled academic struggled to publish his research in a highly competitive field. (Zorlu akademisyen, yoğun rekabetin olduğu bir alanda araştırmasını yayınlamakta mücadele etti.)
  4. The embattled community leader faced opposition from rival groups for his policies. (Zorlu topluluk lideri, politikaları nedeniyle rakip grupların muhalefetiyle karşı karşıya kaldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.