Edgily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Edgily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Edgily Nedir?


Edgily, İngilizce bir sıfat olan “edgy” kelimesinin zarf şeklidir ve Türkçe’de “sivri uçlu, gergin, tedirgin” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She was speaking edgily to her boss after being passed over for a promotion. (Terfi edilmemesi sonrası patronuna sivri uçlu konuşuyordu.)
  2. The movie’s edgily realistic portrayal of violence was hard to watch. (Filmin gerçekçi bir şekilde şiddeti tasvir etmesi izlemesi zordu.)
  3. He always has an edgily sarcastic sense of humor. (Her zaman sivri uçlu bir şekilde alaycı bir mizah anlayışı vardır.)
  4. The team played edgily during the championship game. (Takım şampiyonluk maçında gergin bir şekilde oynadı.)
  5. The artist’s work was known for its edgily avant-garde style. (Sanatçının çalışmaları sivri uçlu avangart tarzıyla tanınırdı.)
  6. She looked edgily around the deserted alleyway. (O, terk edilmiş ara sokakta tedirgin bir şekilde etrafına baktı.)
  7. The novel’s edgily controversial subject matter sparked heated debate. (Romanın sivri uçlu tartışmalı konusu hararetli tartışmalara yol açtı.)
  8. The rock band’s edgily rebellious attitude appealed to their young fanbase. (Rock grubunun sivri uçlu asi tavırları, genç hayran kitlesine hitap etti.)
  9. She dressed edgily with leather jackets and ripped jeans. (Deri ceketler ve yırtık kotlarla sivri uçlu giyindi.)
  10. The politician’s edgily provocative statements caused outrage. (Politikacının sivri uçlu kışkırtıcı açıklamaları öfkeye neden oldu.)
  11. The company’s edgily innovative approach set them apart from their competitors. (Şirketin sivri uçlu yenilikçi yaklaşımı, rakiplerinden farklı kıldı.)
  12. The artist’s edgily minimalist design aesthetic was well-received by critics. (Sanatçının sivri uçlu minimalist tasarım estetiği eleştirmenler tarafından iyi karşılandı.)
  13. The play’s edgily provocative themes challenged traditional societal norms. (Oyunun sivri uçlu kışkırtıcı temaları geleneksel toplumsal normları sorguladı.)
  14. The comedian’s edgily irreverent jokes often offended some audience members. (Komedyenin sivri uçlu saygısız şakaları bazı seyircileri rahatsız etti.)
  15. The fashion designer’s edgily avant-garde collection received mixed reviews. (Moda tasarımcısının sivri uçlu avangart koleksiyonu karışık eleştiriler aldı.)
  16. The edgily intense atmosphere of the horror movie kept viewers on the

edge of their seats. (Korku filminin sivri uçlu yoğun atmosferi, izleyicileri koltuklarının kenarında tuttu.)
17. The writer’s edgily poetic language added depth to the emotional themes of the novel. (Yazarın sivri uçlu şiirsel dili, romandaki duygusal temalara derinlik kattı.)

  1. The edgily futuristic architecture of the building caught the eye of many passersby. (Binanın sivri uçlu gelecek odaklı mimarisi, birçok yayındanın dikkatini çekti.)
  2. The team approached the project edgily, pushing boundaries and taking risks. (Takım, sınırları zorlayarak ve risk alarak proje ile sivri uçlu bir şekilde ilerledi.)
  3. The musician’s edgily experimental sound challenged conventional music genres. (Müzisyenin sivri uçlu deneysel sesi, geleneksel müzik türlerini sorguladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.