Eclectic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Eclectic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Eclectic Nedir?

Eclectic kelimesi çeşitli kaynaklardan seçilmiş olan birbirinden farklı öğelerin bir araya getirildiği anlamına gelir. Genellikle tarz, müzik, sanat, dekorasyon gibi alanlarda kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She has an eclectic taste in music, listening to everything from classical to hip-hop. (Müzikte çok çeşitli bir zevki var, klasik müzikten hip-hop’a kadar her şeyi dinliyor.)
  2. The decor in the restaurant is eclectic, combining modern and vintage elements. (Restorandaki dekorasyon eclectic, modern ve vintage öğeleri birleştiriyor.)
  3. His fashion sense is eclectic, wearing a combination of high-end and thrift store clothing. (Moda anlayışı eclectic, yüksek kaliteli ve ikinci el mağaza kıyafetlerini bir arada giyiyor.)
  4. The art exhibit was eclectic, featuring paintings, sculptures, and photographs. (Sanat sergisi eclecticti, resimler, heykeller ve fotoğrafları içeriyordu.)
  5. The restaurant offers an eclectic menu, featuring dishes from around the world. (Restoran, dünya çapında yemekleri içeren eclectic bir menü sunuyor.)
  6. She decorated her apartment with an eclectic mix of vintage and modern furniture. (Dairesini vintage ve modern mobilyaların eclectic bir karışımıyla dekore etti.)
  7. The band’s sound is eclectic, blending elements of rock, jazz, and electronic music. (Grubun müziği eclectic, rock, caz ve elektronik müzik öğelerini birleştiriyor.)
  8. His book collection is eclectic, ranging from classic literature to science fiction. (Kitap koleksiyonu eclectic, klasik edebiyattan bilim kurguya kadar uzanıyor.)
  9. The fashion show featured an eclectic mix of clothing styles, from bohemian to avant-garde. (Moda gösterisi, bohemden avant-garde’a kadar farklı kıyafet stillerinin eclectic bir karışımını sergiledi.)
  10. The movie had an eclectic soundtrack, featuring songs from different genres and decades. (Filmde, farklı tarz ve on yıllardan şarkıları içeren eclectic bir soundtrack vardı.)
  11. The architecture of the building is eclectic, combining elements of Gothic and Art Deco styles. (Bina mimarisi eclectic, Gotik ve Art Deco tarzlarının öğelerini birleştiriyor.)
  12. Her taste in food is eclectic, enjoying both spicy and sweet dishes. (Yemek zevki eclectic, hem baharatlı hem tatlı yemekleri seviyor.)
  13. The store sells an eclectic mix of products, including clothing, accessories, and home decor. (Mağaza, giyim, aksesuar ve ev dekorasyonu gibi ürünlerin eclectic bir karışımını satıyor.)
  14. The artist’s work is eclectic, incorporating different mediums such as paint, collage, and sculpture. (Sanatçının işi eclectic, boya, kolaj ve heykel gibi farklı ortamları dahil ediyor.)
  1. The dance performance was eclectic, featuring a mix of ballet, contemporary, and hip-hop styles. (Dans performansı eclecticti, bale, çağdaş ve hip-hop tarzlarının bir karışımını içeriyordu.)
  2. The garden design is eclectic, incorporating both traditional and modern landscaping techniques. (Bahçe tasarımı eclectic, geleneksel ve modern peyzaj tekniklerini birleştiriyor.)
  3. The literary magazine publishes an eclectic mix of poetry, fiction, and essays. (Edebiyat dergisi, şiir, kurgu ve denemelerin eclectic bir karışımını yayınlıyor.)
  4. The party playlist was eclectic, featuring a mix of old and new songs from different genres. (Parti çalma listesi eclecticti, farklı türlerden eski ve yeni şarkıların karışımını içeriyordu.)
  5. The interior design of the house is eclectic, featuring a mix of vintage and contemporary furniture. (Evin iç tasarımı eclectic, vintage ve modern mobilyaların bir karışımını içeriyor.)
  6. The cooking class offers an eclectic range of recipes, from Italian pasta to Thai curries. (Yemek pişirme sınıfı, İtalyan makarnasından Tay curry’lerine kadar eclectic bir yemek tarifi yelpazesi sunuyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.