Ebullient İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ebullient İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ebullient Nedir?


Ebullient, coşkulu, neşeli ve heyecanlı anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She was ebullient when she found out she got accepted into her dream school. (Hayalindeki okula kabul edildiğini öğrendiğinde coşkuluydu.)
  2. His ebullient personality always brightens up the room. (Neşeli kişiliği her zaman odanın havasını değiştirir.)
  3. The children were ebullient with joy when they saw the snow for the first time. (Kar yağdığında çocuklar coşkulu bir şekilde sevindiler.)
  4. The fans were ebullient after their team won the championship. (Takımları şampiyon olduğunda taraftarlar coşkuluydular.)
  5. She greeted us with an ebullient smile. (Bize coşkulu bir gülümseme ile selam verdi.)
  6. The ebullient music at the party kept everyone on their feet. (Partide çalan neşeli müzik herkesi ayakta tuttu.)
  7. The ebullient child couldn’t wait to open his Christmas presents. (Çocuk Noel hediyelerini açmak için sabırsızlanarak coşkuluydu.)
  8. The ebullient atmosphere at the carnival made everyone feel happy. (Karnavaldaki neşeli atmosfer herkesi mutlu etti.)
  9. Her ebullient personality helped her make friends easily. (Neşeli kişiliği onun arkadaş edinmesine yardımcı oldu.)
  10. The ebullient crowd cheered as the parade went by. (Geçen kortejin yanından geçerken coşkulukla tezahürat ettiler.)
  11. The ebullient salesman convinced us to buy the product. (Neşeli satıcı bizi ürünü almaya ikna etti.)
  12. The ebullient dog wagged its tail and licked our faces. (Coşkulukla kuyruğunu sallayan köpek yüzümüzü yaladı.)
  13. The ebullient toddler ran around the house laughing and giggling. (Neşe içinde gülen ve kıkırdayan çocuk evin etrafında koştu.)
  14. Her ebullient personality made her the life of the party. (Neşeli kişiliği onu partinin ruhu yaptı.)
  15. The ebullient colors of the sunset were breathtaking. (Güneşin batışındaki neşeli renkler nefes kesiciydi.)
  16. The ebullient performance of the dancers left the audience in awe. (Dansçıların neşeli performansı izleyicileri hayran bıraktı.)
  17. The ebullient conversation between old friends was filled with laughter and reminiscing. (Eski arkadaşlar arasındaki neşeli sohbet kahkahalar ve anılarla doluydu.)
  18. The ebullient spirit of the festival could be felt in the air. (Festivalin neşeli ruhu havada hissedilebilirdi.)
  19. The ebullient children at the birthday party were having a blast. (Doğum günü partisindeki neşeli çocuklar çok eğleniyorlardı.)
  20. The ebullient tone of her voice conveyed her excitement and enthusiasm. (Sesiyle yansıttığı neşe ve coşku duygularını anlatıyordu.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Hayalindeki okula kabul edildiğini öğrendiğinde coşkuluydu.
  2. Neşeli kişiliği her zaman odanın havasını değiştirir.
  3. Kar yağdığında çocuklar coşkulu bir şekilde sevindiler.
  4. Takımları şampiyon olduğunda taraftarlar coşkuluydular.
  5. Bize coşkulu bir gülümseme ile selam verdi.
  6. Partide çalan neşeli müzik herkesi ayakta tuttu.
  7. Çocuk Noel hediyelerini açmak için sabırsızlanarak coşkuluydu.
  8. Karnavaldaki neşeli atmosfer herkesi mutlu etti.
  9. Neşeli kişiliği onun arkadaş edinmesine yardımcı oldu.
  10. Geçen kortejin yanından geçerken coşkulukla tezahürat ettiler.
  11. Neşeli satıcı bizi ürünü almaya ikna etti.
  12. Coşkulukla kuyruğunu sallayan köpek yüzümüzü yaladı.
  13. Neşe içinde gülen ve kıkırdayan çocuk evin etrafında koştu.
  14. Neşeli kişiliği onu partinin ruhu yaptı.
  15. Güneşin batışındaki neşeli renkler nefes kesiciydi.
  16. Dansçıların neşeli performansı izleyicileri hayran bıraktı.
  17. Eski arkadaşlar arasındaki neşeli sohbet kahkahalar ve anılarla doluydu.
  18. Festivalin neşeli ruhu havada hissedilebilirdi.
  19. Doğum günü partisindeki neşeli çocuklar çok eğleniyorlardı.
  20. Sesiyle yansıttığı neşe ve coşku duygularını anlatıyordu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.