Ease İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ease İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ease İle İlgili Cümleler

Anlamı: Rahatlık, kolaylık, sükunet.

1. Ease your mind and try to relax. (Zihnini rahatlat ve dinlenmeye çalış.)
2. She moved with ease through the crowded room. (Kalabalık odada rahatça hareket etti.)
3. I want to live a life of ease. (Rahat bir hayat yaşamak istiyorum.)
4. The nurse gave him a shot to ease the pain. (Hemşire ona ağrıyı hafifletmek için bir iğne yaptı.)
5. The new software program will ease the process of bookkeeping. (Yeni yazılım programı muhasebe işlemlerini kolaylaştıracak.)
6. The hotel offers many amenities that add to the ease of the guests. (Otel misafirlerin rahatlığına katkı sağlayan birçok olanak sunuyor.)
7. The surgeon performed the operation with great ease. (Cerrah ameliyatı büyük bir rahatlıkla gerçekleştirdi.)
8. It’s important to approach new situations with ease and confidence. (Yeni durumlara rahatlık ve özgüvenle yaklaşmak önemlidir.)
9. The beach house was the epitome of ease and relaxation. (Plaj evi rahatlık ve dinlenmenin simgesiydi.)
10. We must work to ease the tension between the two countries. (İki ülke arasındaki gerilimi azaltmak için çalışmalıyız.)
11. The pain medication brought him some ease. (Ağrı kesici ilaç ona biraz rahatlama sağladı.)
12. I always feel a sense of ease when I’m in nature. (Doğada olduğumda her zaman bir rahatlama hissi hissederim.)
13. The new employee fit into the company culture with ease. (Yeni çalışan şirket kültürüne kolayca uyum sağladı.)
14. The instructions were easy to follow, which added to the ease of the task. (Yapılacak işin kolaylaştıran talimatları kolayca takip edildi.)
15. She handled the difficult situation with ease and grace. (Zor durumu kolaylıkla ve zarafetle yönetti.)
16. The company’s new policies are designed to ease the workload of employees. (Şirketin yeni politikaları çalışanların iş yükünü

hafifletmek için tasarlanmıştır.)
17. The yoga class helped her find ease and calmness. (Yoga dersi ona rahatlama ve sakinlik bulmasına yardımcı oldu.)

18. He tackled the project with ease and completed it ahead of schedule. (Projeye kolaylıkla girişti ve önceden planlanandan önce tamamladı.)
19. The smooth ride added to the ease of the journey. (Düzgün bir yolculuk, seyahatin kolaylığına katkı sağladı.)
20. The hotel staff went out of their way to ensure the guests’ ease and comfort. (Otel personeli misafirlerin rahatlığı ve konforu için ellerinden geleni yaptılar.)