Earthly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Earthly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Earthly

Earthly, “dünyevi” anlamına gelir. İşte örnek cümleler:

  1. Earthly pleasures are fleeting and often lead to disappointment. (Dünyevi zevkler geçicidir ve sık ​​sık hayal kırıklığına neden olur.)
  2. He was a man of earthly passions, caring only for wealth and power. (O, sadece zenginlik ve güçle ilgilenen dünyevi tutkuları olan bir adamdı.)
  3. The monk sought to transcend earthly desires and achieve spiritual enlightenment. (Keşiş, dünyevi arzuları aşmak ve ruhsal aydınlanma elde etmek için çabaladı.)
  4. The artist drew inspiration from the beauty of earthly landscapes. (Sanatçı, dünyevi manzaraların güzelliğinden ilham aldı.)
  5. The book explored the earthly origins of human civilization. (Kitap, insan uygarlığının dünyevi kökenlerini araştırdı.)
  6. The astronaut marveled at the view of the earthly horizon from space. (Astronot, uzaydan dünyevi ufku izlemekten hayret etti.)
  7. The king was consumed by his earthly desires and neglected the needs of his people. (Kral, dünyevi arzuları tarafından tüketildi ve halkının ihtiyaçlarını ihmal etti.)
  8. The scientist dedicated her life to the study of earthly phenomena. (Bilim adamı, dünyevi olguların çalışmasına hayatını adadı.)
  9. The singer’s voice had an earthly quality that resonated with audiences. (Şarkıcının sesi, izleyicilerle uyum sağlayan bir dünyevi kaliteye sahipti.)
  10. The philosopher pondered the nature of earthly existence and the meaning of life. (Felsefeci, dünyevi varoluşun doğasını ve hayatın anlamını düşündü.)
  11. The criminal was motivated by earthly desires for money and power. (Suçlu, para ve güç için dünyevi arzularla motive oldu.)
  12. The artist created a masterpiece that captured the essence of earthly beauty. (Sanatçı, dünyevi güzelliğin özünü yakalayan bir şaheser yarattı.)
  13. The writer’s work explored the earthly struggles and triumphs of ordinary people. (Yazarın eseri, sıradan insanların dünyevi mücadelelerini ve zaferlerini keşfetti.)
  14. The athlete dedicated himself to achieving earth

ly glory, training tirelessly to reach the pinnacle of his sport. (Sporcu, zirveye ulaşmak için yorulmadan çalışarak, dünyevi şanı elde etmeye kendini adadı.)
15. The teacher emphasized the importance of balancing earthly knowledge with spiritual enlightenment. (Öğretmen, dünyevi bilginin ruhsal aydınlanma ile dengelemenin önemini vurguladı.)

  1. The entrepreneur sought to create a business that would benefit both earthly profits and social good. (Girişimci, hem dünyevi kazançları hem de sosyal faydaları olan bir iş yaratmaya çalıştı.)
  2. The traveler marveled at the diversity of earthly cultures and traditions. (Gezgin, dünyevi kültür ve geleneklerin çeşitliliğinden hayret etti.)
  3. The environmentalist urged people to take action to protect earthly resources and preserve the planet for future generations. (Çevreci, insanların dünyevi kaynakları korumak ve gezegeni gelecek nesiller için korumak için harekete geçmeleri çağrısında bulundu.)
  4. The historian studied the earthly events and movements that shaped the course of human history. (Tarihçi, insanlık tarihinin yolunu şekillendiren dünyevi olayları ve hareketleri inceledi.)
  5. The spiritual leader reminded her followers that there is more to life than earthly pleasures and possessions. (Ruhsal lider, takipçilerine hayatın dünyevi zevkler ve mülklerden daha fazlasını içerdiğini hatırlattı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.