Dürzilik Nedir Ne Demek, Dürzilik Hakkında Bilgi
Dürzilik, Fatımi halifesi el-Hâkim’in (hd 996-1021) veziri Hamza bin Ali’nin kurduğu mezhep. Adını mezhebin asıl yayıcısı Muhammed bin İsmail ed-Derezi’den almıştır.
Dürzilere göre el-Hâkim tahta çıktıktan sonra, İsmaililikteki yedi dönem (devir) inancına bağlı olarak üç kişiyi, insanları Tanrı’nın birliğine çağırmak üzere yedişer yıl süreyle görevlendirmiştir. Toplam 21 yıl süren bu davet çalışması bittikten sonra, 30 Mayıs 1017’de el-Hâkim tanrılığım ilan etmiş, Hamza bin Ali’yi de imam olarak atamıştır.
Batıni bir mezhep olan Dürzilikte dört ana inanç öngörülür:
1) El-Hâkim’i hem Tanrı, hem insan olarak tanımak,
2) Hamza bin Ali’yi en yüce yaratık saymak,
3) Hudud’u (Tanrı buyruklarını öğreten beş kişi) tanımak,
4) vasiyetlere uymak.
Vasiyetler de yedi tanedir:
1) Hâkim’i tek Tanrı olarak tanımak,
2) Onun istek ve buyruklarına uymak,
3) Doğru sözlü olmak,
4) Dindaşlarını korumak,
5) İblis’ten ve bütün kötü güçlerden uzak durmak,
6) Batıl sayılan önceki bütün ibadet ve inançları terk etmek,
7) kişisel isteklerden kaçınmak. Dürzi öğretisi başka kavim ve inançlardan uzak kalmayı ve içe dönük yaşamayı emrettiğinden, Dürziler halavat adı verilen tapınaklarını olabildiğince ıssız yerlerde kurmuşlardır.
Dürziler Cennet, Cehennem, hesap, ceza gibi öbür dünyaya ilişkin inançları da reddederler. Onlara göre bütün bunlar bu dünyadadır, öbür dünya diye bir dünya yoktur. Kıyamet ve ceza günü ise, İmam Hamza’nın bu dünyada kendileri gibi inanmayanlara karşı başkaldırısıdır. Dürziler din bakımından akıllılar (ukkal) ve bilgisizler (cuhhal) olmak üzere ikiye ayrılırlar. Önderlerine şeyhü’1-akl denen akıllılar din işlerini bilen kişilerdir. Dürziliğin ilkelerine katı biçimde bağlı olan akıllıların kendilerine özgü giysileri vardır, sigara ve şarap içmezler. Doğru sözlülük, şehvetten ve haram yiyeceklerden kaçınmak, öldürme, hırsızlık, zina gibi davranışlardan uzak kalmak akıllıların zorunlu görevleridir.
Şerrahun da denen bilgisizler, Dürzilerin ikinci grubunu oluşturur. Bunlar Dürzi inançlarını anlatan kitapların asıllarını değil, ancak açıklamalarını okuyabilirler. Dünyasal zevkleri tatmalarına izin verilmiş, özel giysiler giymelerine de gerek görülmemiştir.
Dürziler, Ortadoğu’da 11. ve 12. yüzyıllarda Müslümanlara karşı Haçlıları destekleyen bir siyaset izlediler; Sünnilere karşı ilk büyük ayaklanmayı 1287’de başlattılar. Memlûk ordularının 1293 ve 1305’te gerçekleştirdiği kanlı bastırma yöntemleri Dürzilerin kendi inançlarına giderek daha çok bağlanmalarına ortam hazırladı. 15. yüzyılda Yamanı ve Kaysî adıyla ikiye ayrıldılar. 1516’da bölgeye egemen olan Osmanlılar Cebel Duruz’u (Dürzi Dağı) Maanoğullarının özerk yönetimine bıraktılar.
Dürziler 16. yüzyıl boyunca bir ölçüde denetim altında tutulabildiler. Ama 17. yüzyılda Canbulatoğlu ayaklanmasıyla uzun ve huzursuz bir dönem başladı. Maanoğulları egemenliğinin ortadan kalkması, Fransızların bölgedeki Hıristiyanları korumak amacıyla müdahaleci bir tavır almaları ve kimi Dürzi şeyhlerinin Hıristiyanlığı benimsemesi, Sayda, Beyrut ve Şam’da olaylara yol açınca, Osmanlı yönetimi 17. yüzyıl sonlarında bölgeyi Şam Eyaleti’ne bağladı. Canbulatoğulları, Haydaroğulları ve Arslanoğulları gibi Dürzi hanedanları arasındaki çekişme 18. yüzyıla doğru yoğunlaştı. Osmanlı Devleti kendisine yakın gördüğü Şihaboğulları ailesini destekleyerek düzeni korumaya çalıştı. Bazı Dürzi emirlerinin Hıristiyanlığı benimsemesiyle Müslüman- Hıristiyan çatışmasının tohumları atıldı. Cezzar Ahmed Paşa (ö. 1804), Akkâ valiliği sırasında duruma bir ölçüde egemen olmayı başardıysa da, 1810’dan sonra çatışmalar hızlandı. II. Beşir Şihab ile Canbulat arasındaki mücadele bu döneme rastlar. Kavalalı Mehmed Ali Paşa 1830’larda Dürzi ayaklanmalarını bastırdı. Tanzimat’ta gerçekleştirilen çeşitli reformlar bu bölgeye kalıcı bir huzur getirmedi. 1846’dan sonra Osmanlı diplomatı Şekib Efendi’nin (Paşa) Lübnan’ da ve Dürziler arasında düzen sağlama girişimleri bir ölçüde başarılı oldu. 19. yüzyılın ikinci yarısmdaysa büyük devletlerin müdahalesi sonucu Dürzi-Maruni çatışmaları gündeme geldi. Gizli bir Fransız tasarısı olan Dürzilerin Lübnan’dan atılması, öbür büyük devletlerce yararlı bulunmadığından gerçekleşmedi. 1861’de oluşturulan özerk Cebel Duruz mutasarrıflığında yaşayan Osmanlı uyruğu Dürzilerin 1918 plebisitiyle Fransız mandasını seçmeleri sonucunda kurulan Dürzi Devleti ancak 1929’a değin yaşayabildi; bu tarihten sonra Lübnan Devleti kuruldu: Günümüzde nüfustan yarım milyona yakın olan Dürzilerin yarısı Lübnan’da, geri kalanları Suriye’de, Ürdün’de, İsrail’de, ABD’de, Latin Amerika’da ve Avustralya’da yaşamaktadır. Dürzilik Hakkında Bilgiler Verdik.
Hemen Yorum Yaz