Duffel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Duffel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Duffel Nedir?

Duffel, genellikle bir omuz askısıyla taşınabilen, kapalı bir torba şeklindeki seyahat çantasıdır.

1. I packed all my clothes into my duffel and headed to the gym. (Tüm kıyafetlerimi duffel çantama koydum ve spor salonuna gittim.)
2. She grabbed her duffel and ran out the door to catch the train. (Duffel çantasını alıp treni yakalamak için kapıdan koşarak çıktı.)
3. The soldier slung his duffel over his shoulder and marched to the barracks. (Asker duffel çantasını omzuna asıp kışlaya yürüdü.)
4. I’m going on a camping trip this weekend and I need to buy a new duffel bag. (Bu hafta sonu kamp yapmaya gidiyorum ve yeni bir duffel çantası almam gerekiyor.)
5. The duffel was too heavy for her to carry, so she asked for help. (Duffel çantası taşımak için çok ağırdı, bu yüzden yardım istedi.)
6. He unzipped his duffel and pulled out his laptop. (Duffel çantasının fermuarını açtı ve dizüstü bilgisayarını çıkardı.)
7. My duffel has wheels on the bottom, which makes it easy to transport. (Duffel çantamın altında tekerlekler var, bu da taşımak için kolaylaştırıyor.)
8. She packed her duffel with clothes, toiletries, and snacks for the road trip. (Duffel çantasına yolculuk için kıyafetlerini, tuvalet malzemelerini ve atıştırmalıklarını koydu.)
9. The duffel was so full that she could barely close the zipper. (Duffel çantası o kadar doluydu ki fermuarı neredeyse kapatamadı.)
10. He left his duffel on the bus and had to go back to retrieve it. (Duffel çantasını otobüste unutup geri gitmek zorunda kaldı.)
11. I bought a new duffel for my son’s sports equipment. (Oğlumun spor ekipmanları için yeni bir duffel çantası satın aldım.)
12. She tossed her duffel into the trunk of the car and climbed into the driver’s seat. (Duffel çantasını arabayın bagajına attı ve sürücü koltuğuna tırmandı.)
13. The airline lost my duffel during my layover in Chicago. (Havayolu şirketi, Chicago’da aktarma sırasında duffel çantamı kaybetti.)
14. The duffel has a waterproof lining, which is perfect for a beach vacation. (Duffel çantasında su geçirmez bir astar var, bu bir plaj tatili için mükemmel.)
15. She carried her duffel on the plane as her carry-on luggage. (Duffel çantasını elinde taşıyarak uçakta el bagajı olarak kullandı.)
16. He bought a duffel with

16. He bought a duffel with multiple compartments to keep his belongings organized. (Eşyalarını düzenli tutmak için çoklu bölmeli bir duffel çantası satın aldı.)
17. The duffel was too big to fit in the overhead bin, so he had to check it at the gate. (Duffel çantası üst gözde sığamadığı için kapıda bagaj teslim etmek zorunda kaldı.)
18. She found a duffel at the thrift store for a fraction of the cost of a new one. (İkinci el dükkanında yeni bir duffel çantanın bir kısmı kadarına buldu.)
19. The duffel was filled with dirty laundry from his trip. (Duffel çantası gezisinden kirli çamaşırlarla doluydu.)
20. She customized her duffel with her initials embroidered on the side. (Duffel çantasının yanına nakışla kendi harflerini işledi.)

(Tüm cümlelerin Türkçe karşılıkları da mavi ve kalın yazılmıştır.)