Droopy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Droopy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Droopy kelimesi Türkçede “sarkık” anlamına gelir. Aşağıda Droopy kelimesinin İngilizce cümlelerde kullanımına örnekler verilmiştir:
- My dog’s ears are droopy when he’s sad. (Köpeğimin kulakları üzgün olduğunda sarkık olur.)
- The plant looks droopy because it needs water. (Bitki suya ihtiyaç duyduğu için sarkık görünüyor.)
- She had a droopy smile on her face after hearing the news. (Haberleri duyduktan sonra yüzünde sarkık bir gülümseme vardı.)
- The curtains in the room had a droopy appearance. (Odadaki perdeler sarkık bir görünüme sahipti.)
- The clown had droopy pants that kept falling down. (Palyaço düşmeye devam eden sarkık pantolonları vardı.)
- The droopy flowers needed to be pruned to revive them. (Sarkık çiçekleri canlandırmak için budanmaları gerekiyordu.)
- He had a droopy posture due to his weak muscles. (Zayıf kasları nedeniyle sarkık bir duruşu vardı.)
- The balloons looked droopy after the party was over. (Parti bittiğinde balonlar sarkık görünüyordu.)
- The wet clothes hung on the line with a droopy appearance. (Islak giysiler sarkık bir görünümle çamaşır ipine asılmıştı.)
- The old man had droopy eyelids that made him look tired all the time. (Yaşlı adamın sarkık göz kapakları tüm zamanları yorgun görünmesine neden oldu.)
- The roof of the old house was droopy and needed to be fixed. (Eski evin çatısı sarkıktı ve tamir edilmeliydi.)
- The teacher’s voice sounded droopy and monotone during the lecture. (Öğretmenin sesi ders sırasında sarkık ve monotondu.)
- The cake had a droopy appearance because it was left out in the sun. (Pasta güneşte bırakıldığı için sarkık bir görünüme sahipti.)
- The balloons started to look droopy as the air leaked out of them. (Hava kaçtıkça balonlar
sarkık görünmeye başladı.)
15. The old sofa had a droopy cushion that needed to be replaced. (Eski koltukta değiştirilmesi gereken sarkık minder vardı.)
- The gymnast’s performance was affected by her droopy posture. (Jimnastikçinin performansı sarkık duruşundan etkilendi.)
- The drenched umbrella looked droopy as it dripped with rainwater. (Sırılsıklam şemsiye yağmur suyu damlayarak sarkık görünüyordu.)
- The cat’s tail was droopy as it walked away from its food bowl. (Kedinin kasesinden uzaklaşırken kuyruğu sarkık görünüyordu.)
- The flowers in the vase had a droopy appearance because they were wilting. (Vazodaki çiçekler soluk oldukları için sarkık bir görünüme sahipti.)
- The actor’s droopy eyes conveyed a sense of sadness in the movie scene. (Aktörün sarkık gözleri, film sahnesinde bir üzüntü hissi iletiyordu.)
Hemen Yorum Yaz