Drooping İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drooping İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drooping Nedir?

Drooping, yani “sarkma” veya “aslama”, bir şeyin normal pozisyonundan düşük bir konumda durması veya asılı kalmasıdır. Bu terim genellikle bitkilerin veya hayvanların sarkık veya düşük durumuna atıfta bulunmak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The flower in the vase is drooping because it hasn’t been watered. (Vazodaki çiçek, sulanmadığı için sarkıyor.)
  2. The puppy’s ears are drooping because it’s sad. (Yavru köpeğin kulakları, üzgün olduğu için sarkık.)
  3. The old woman’s face was drooping with age. (Yaşlı kadının yüzü, yaşla birlikte sarkmıştı.)
  4. The branches of the tree were drooping after the heavy rain. (Ağacın dalları, yoğun yağmur sonrasında sarkmıştı.)
  5. The curtains were drooping from the weight of the fabric. (Perdeler, kumaşın ağırlığından dolayı sarkıyordu.)
  6. The athlete’s energy was drooping after running the marathon. (Atletin enerjisi, maraton koştuktan sonra düşmüştü.)
  7. The baby’s head was drooping as it fell asleep in its mother’s arms. (Bebek, annesinin kollarında uyurken başı öne doğru sarkmıştı.)
  8. The leaves of the plant were drooping due to lack of sunlight. (Bitkinin yaprakları, güneş ışığı eksikliğinden dolayı sarkmıştı.)
  9. The airplane’s wings were drooping during the turbulence. (Uçak kanatları, turbulans sırasında aşağı doğru sarktı.)
  10. The flag was drooping in the windless weather. (Bayrak, rüzgarsız havada aşağı doğru sarkıyordu.)
  11. The musician’s spirits were drooping after a bad performance. (Müzisyenin moral bozukluğu, kötü bir performansın ardından düşmüştü.)
  12. The balloon was drooping as the helium leaked out. (Balon, helyum sızdığı için aşağı doğru sarkmıştı.)
  13. The horse’s head was drooping as it was tired from the long ride. (Atın başı, uzun yolculuktan yorgun olduğu için öne doğru sarkmıştı.)
  14. The roof was drooping under the weight of the heavy snow. (Çatı, yoğun karın ağırlığı altında sarkmıştı.)
  15. The athlete’s shoulders were drooping after losing the race. (Atletin omuzları, yarışı kaybettikten sonra düşmüştü.)
  16. The spider’s web was drooping in the rain. (Örümceğin ağı, yağmurda sarkmıştı.)
  17. The Christmas tree was drooping under the weight of the ornaments. (Noel ağacı, süslerin ağırlığı alt

ında sarkıyordu.)
18. The woman’s spirits were drooping after a breakup. (Kadının moral bozukluğu, ayrılık sonrasında düşmüştü.)

  1. The basketball net was drooping from the force of the ball. (Basketbol ağı, topun etkisiyle sarkmıştı.)
  2. The student’s grades were drooping due to a lack of studying. (Öğrencinin notları, çalışmama nedeniyle düşüyordu.)

(Türkçe karşılıklarını yazarken, cümlelerin anlamını korumaya özen gösterdim.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.