Droop İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Droop İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Droop Nedir?


Droop, bir şeyin veya bir parçasının ağırlık veya yorgunluk nedeniyle aşağı doğru düşmesi veya sarkması durumudur.

Örnek cümleler:

  1. My flowers are starting to droop in the hot sun. (Çiçeklerim sıcak güneşte sarkmaya başlıyor.)
  2. The puppy’s ears drooped when it heard its owner scolding it. (Köpeğin kulakları sahibinin onu azarladığını duyduğunda sarktı.)
  3. The leaves of the plant began to droop after a week without water. (Bitkinin yaprakları su olmadan bir hafta sonra sarkmaya başladı.)
  4. The weight of the heavy backpack caused the student’s shoulders to droop. (Ağır sırt çantası öğrencinin omuzlarının sarkmasına neden oldu.)
  5. The old man’s face drooped in disappointment when he didn’t win the lottery. (Yaşlı adam, piyangoyu kazanamayınca hayal kırıklığına uğrayarak yüzü sarktı.)
  6. The curtains drooped heavily over the windows. (Perdeler pencerelerin üzerine ağırca sarktı.)
  7. The branches of the tree drooped low under the weight of the snow. (Ağacın dalları karın ağırlığı altında alçakta sarktı.)
  8. The athlete’s head drooped in exhaustion after running the marathon. (Sporcu, maraton koştuktan sonra yorgunluktan başı sarktı.)
  9. The balloons started to droop after the party was over. (Parti bittikten sonra balonlar sarkmaya başladı.)
  10. The sailor’s spirits drooped when he realized he was lost at sea. (Denizde kaybolduğunu fark edince denizcinin moralı bozuldu.)
  11. The child’s face drooped when he saw that the ice cream had fallen off the cone. (Dondurma kornasından düştüğünü gördüğünde çocuğun yüzü sarktı.)
  12. The bride’s bouquet drooped slightly after a long day of photos and dancing. (Gelinin buketi, fotoğraf çekimleri ve dans etmenin ardından uzun bir günün yorgunluğuyla hafifçe sarktı.)
  13. The musician’s fingers drooped with fatigue after playing the piano for hours. (Müzisyen, saatlerce piyano çaldıktan sonra yorgunluktan parmakları sarktı.)
  14. The flower arrangement drooped in the heat of the wedding reception. (Çiçek düzenlemesi, düğün resepsiyonunun sıcaklığında sarktı.)
  15. The soldier’s shoulders drooped in sadness when he received the news of his friend’s death. (Asker, arkadaşının ölüm haberini aldığında üzüntüden omuzları sarktı.)
  16. The cat’s tail drooped when it realized it wasn’t going to catch the bird. (Kedi, kuşu yakalayamayacağını

anlayınca kuyruğu sarktı.)
17. The sunflower drooped as the sun went down. (Güneş battıkça ayçiçeği sarkmaya başladı.)

  1. The old tree drooped under the weight of the heavy snow. (Ağır karın altında yaşlı ağaç sarkmaya başladı.)
  2. The little girl’s ponytail drooped after a day of running around and playing. (Küçük kızın at kuyruğu, koşup oynadıktan sonra sarkmaya başladı.)
  3. The balloon drooped sadly after it was accidentally popped. (Balon kazara patladıktan sonra üzgün bir şekilde sarktı.)

(Türkçe anlamlarını parantez içinde belirttik.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.