Drive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drive Nedir?

Drive, “sürmek” veya “sürücü” anlamına gelir. Bu kelime, bir aracın hareket etmesi için gerekli olan gücü ve hareketi sağlayan şeyi ifade eder. Ayrıca, bir bilgisayar veya diğer cihazlarda depolama alanı olarak kullanılan bir terimdir.

Örnek Cümleler:

  1. I need to drive to the grocery store. (Market’e gitmek için arabaya binmeliyim.)
  2. The storm made it difficult to drive. (Fırtına araba sürmeyi zorlaştırdı.)
  3. She let her husband drive the car. (Arabayı kocasına sürdürdü.)
  4. He has a lot of drive and ambition. (Çok fazla hırsı ve motivasyonu var.)
  5. She uses a USB drive to store her documents. (Belgelerini saklamak için bir USB sürücü kullanıyor.)
  6. The company has a strong drive to succeed. (Şirketin başarılı olma konusunda güçlü bir motivasyonu var.)
  7. He drove his point home during the presentation. (Sunum sırasında fikrini açıkça ortaya koydu.)
  8. She has a drive to help others. (Başkalarına yardım etmek için bir motivasyonu var.)
  9. The car has front-wheel drive. (Araba önden çekişlidir.)
  10. He had to drive all night to make it to the conference on time. (Zamanında konferansa yetişmek için tüm gece araba kullanmak zorunda kaldı.)
  11. The team had a strong drive to win the championship. (Takımın şampiyonluğu kazanma konusunda güçlü bir motivasyonu vardı.)
  12. She uses Google Drive to share files with her colleagues. (İş arkadaşlarıyla dosya paylaşmak için Google Drive kullanıyor.)
  13. The drive to the beach was long but worth it. (Plaja gitmek için yapılan yolculuk uzun ama buna değdi.)
  14. He has a strong drive to improve his skills. (Yeteneklerini geliştirmek konusunda güçlü bir motivasyonu var.)
  15. She drove her car off the road and into a ditch. (Arabasını yoldan çıkardı ve çukura düştü.)
  16. The company has a drive to reduce its carbon footprint. (Şirketin karbon ayak izini azaltma konusunda bir motivasyonu var.)
  17. He has a strong drive to achieve his goals. (Hedeflerini gerçekleştirme konusunda güçlü bir motivasyonu var.)
  18. The hard drive on my computer crashed. (Bilgisayarımın hard disk’i çöktü.)
  19. The car has a powerful drive train. (Arabanın güçlü bir tahrik sistemi var.)
  20. She had the drive and determination to start her own business. (Kendi işini kurmak için hırsı ve kararlılığı vardı.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Market’e gitmek için arabaya binmeliyim.
  2. Fırtına araba sürmeyi zorlaştırdı.
  3. Arabayı kocasına sürdürdü.
  4. Çok fazla hırsı ve motivasyonu var.
  5. Belgelerini saklamak için bir USB sürücü kullanıyor.
  6. Şirketin başarılı olma konusunda güçlü bir motivasyonu var.
  7. Sunum sırasında fikrini açıkça ortaya koydu.
  8. Başkalarına yardım etmek için bir motivasyonu var.
  9. Araba önden çekişlidir.
  10. Zamanında konferansa yetişmek için tüm gece araba kullanmak zorunda kaldı.
  11. Takımın şampiyonluğu kazanma konusunda güçlü bir motivasyonu vardı.
  12. İş arkadaşlarıyla dosya paylaşmak için Google Drive kullanıyor.
  13. Plaja gitmek için yapılan yolculuk uzun ama buna değdi.
  14. Yeteneklerini geliştirmek konusunda güçlü bir motivasyonu var.
  15. Arabasını yoldan çıkardı ve çukura düştü.
  16. Şirketin karbon ayak izini azaltma konusunda bir motivasyonu var.
  17. Hedeflerini gerçekleştirme konusunda güçlü bir motivasyonu var.
  18. Bilgisayarımın hard disk’i çöktü.
  19. Arabanın güçlü bir tahrik sistemi var.
  20. Kendi işini kurmak için hırsı ve kararlılığı vardı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.