Drastic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drastic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drastic (Sert, Radikal) İle İlgili Cümleler:

Drastic kelimesi, sert, radikal ve keskin anlamlarına gelir. Aşağıda, drastic kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle ve Türkçe anlamları yer almaktadır.

  1. A drastic change in policy is required to save the company. (Şirketi kurtarmak için radikal bir politika değişikliği gereklidir.)
  2. She decided to take drastic measures to lose weight. (Kilo vermek için sert önlemler almaya karar verdi.)
  3. The government has announced drastic cuts in public spending. (Hükümet, kamu harcamalarında sert kesintiler yapacağını açıkladı.)
  4. He suffered from a drastic reduction in his income. (Gelirinde sert bir azalma yaşadı.)
  5. The company’s drastic decision to close the factory has caused widespread unemployment. (Fabrikayı kapatma konusunda sert karar alan şirket, geniş çapta işsizliğe neden oldu.)
  6. The situation requires a drastic solution. (Durum, sert bir çözüm gerektiriyor.)
  7. The government’s drastic actions against protesters have been widely criticized. (Hükümetin protestoculara karşı sert eylemleri geniş çapta eleştirildi.)
  8. She made a drastic move to another country to start a new life. (Yeni bir hayata başlamak için başka bir ülkeye sert bir hamle yaptı.)
  9. The drastic measures taken to control the pandemic have affected people’s lives. (Salgını kontrol altına almak için alınan sert önlemler insanların hayatını etkiledi.)
  10. The company had to take drastic action to cut costs. (Maliyetleri azaltmak için şirket sert bir adım atmak zorunda kaldı.)
  11. The government’s drastic reforms have brought about significant changes in the education system. (Hükümetin sert reformları eğitim sisteminde önemli değişikliklere neden oldu.)
  12. The company’s drastic restructuring plan resulted in the loss of many jobs. (Şirketin sert yeniden yapılanma planı birçok işin kaybına neden oldu.)
  13. The country needs to take drastic measures

to combat climate change. (Ülke, iklim değişikliği ile mücadele etmek için sert önlemler almalı.)
14. The team made a drastic decision to replace their coach mid-season. (Takım, sezonun ortasında antrenörlerini değiştirmek için sert bir karar aldı.)

  1. The drastic reduction in the company’s budget has affected the quality of its products. (Şirketin bütçesindeki sert azalma, ürünlerinin kalitesini etkiledi.)
  2. The government is considering drastic action to address the country’s crime problem. (Hükümet, ülkenin suç sorununu çözmek için sert bir adım atmaya düşünüyor.)
  3. The company’s drastic cost-cutting measures have saved it from bankruptcy. (Şirketin sert maliyet kesintisi önlemleri iflasa karşı kurtardı.)
  4. She made a drastic career change and became a chef. (Şef olarak kariyer yapmak için sert bir değişiklik yaptı.)
  5. The drastic measures taken by the government to control inflation have led to social unrest. (Enflasyonu kontrol altına almak için hükümet tarafından alınan sert önlemler sosyal huzursuzluğa yol açtı.)
  6. The company’s drastic expansion plan has led to the opening of many new branches. (Şirketin sert genişleme planı birçok yeni şubenin açılmasına yol açtı.)

Türkçe karşılıklarını içeren örnek cümleler ve anlamlarıyla birlikte, “drastic” kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımları yukarıdaki gibidir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.