Downhearted İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Downhearted İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Downhearted Nedir?

Downhearted kelimesi Türkçede “mutsuz, kederli, umutsuz” anlamına gelir. Bu kelime insanların yaşadığı üzüntü, hayal kırıklığı ve umutsuzluk durumlarını ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I feel so downhearted after failing my exams. (Sınavlarımda başarısız olduktan sonra çok mutsuz hissediyorum.)
  2. She was downhearted when she heard that she didn’t get the job. (İş alamadığını duyduğunda çok üzgündü.)
  3. The team was downhearted after losing the championship game. (Şampiyonluk maçını kaybettikten sonra takım çok üzgündü.)
  4. He has been downhearted since his girlfriend left him. (Kız arkadaşı onu terk ettikten beri çok umutsuz hissediyor.)
  5. I was feeling downhearted until I talked to my best friend. (En iyi arkadaşımla konuşana kadar umutsuz hissediyordum.)
  6. Her downhearted expression showed that she had been through a lot. (Mutsuz ifadesi, çok şey yaşadığını gösteriyordu.)
  7. The news of her father’s death left her downhearted. (Babasının ölüm haberi onu çok mutsuz bıraktı.)
  8. The loss of their pet cat left the family downhearted. (Evcil kedilerinin kaybı aileyi mutsuz etti.)
  9. The rain made him feel downhearted about his outdoor plans. (Yağmur dışarıda yapacağı planları iptal etmesine sebep oldu.)
  10. She was downhearted by the negative feedback from her boss. (Patronundan gelen negatif geri bildirimler onu mutsuz etti.)
  11. He became downhearted when he realized he had missed his flight. (Uçağına binme fırsatını kaçırdığını anladığında umutsuz hissetti.)
  12. The failure of their business venture left them downhearted. (İş girişimlerinin başarısız olması, onları umutsuz bıraktı.)
  13. The constant criticism from her peers left her feeling downhearted. (Arkadaşlarının sürekli eleştirileri onu umutsuz hissettirdi.)
  14. The news of the pandemic left everyone feeling downhearted. (Pandemi haberleri herkesi mutsuz etti.)
  15. The rainy weather made her downhearted about going outside. (Yağmurlu hava, dışarı çıkma konusunda onu mutsuz etti.)
  16. He was downhearted when he realized he wouldn’t be able to attend the concert. (Konsere katılamayacağını anladığında umutsuz hissetti.)
  17. The breakup left him downhearted and lost. (Ayrılık onu mutsuz ve kayıp hissettirdi.)
  18. The constant failures left him feeling downhearted about his abilities. (Sürekli başarısızlıklar yetenekleri konusunda umutsuz
  1. The loss of his job left him downhearted and worried about his future. (İşini kaybetmek onu mutsuz ve geleceği hakkında endişeli bıraktı.)
  2. The lack of progress in his project made him feel downhearted and demotivated. (Projesindeki ilerlemenin olmaması onu umutsuz ve motivasyonsuz hissettirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.