Doubtlessness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Doubtlessness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Doubtlessness İle İlgili Cümleler

Doubtlessness Türkçe anlamı “şüphesizlik” dir. Aşağıda, “doubtlessness” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle ve Türkçe karşılıkları bulunmaktadır.

  1. I am filled with doubtlessness about my decision to pursue this career. (Bu kariyeri takip etme kararımda şüphesizim.)
  2. The doubtlessness of his statements convinced us that he was telling the truth. (Onun ifadelerindeki şüphesizlik, bize doğruyu söylediğine ikna etti.)
  3. The doubtlessness of her voice made us trust her completely. (Sesi o kadar şüphesizdi ki ona tamamen güvendik.)
  4. His doubtlessness in his abilities makes him a great leader. (Yeteneklerindeki şüphesizliği, onu harika bir lider yapar.)
  5. Doubtlessness is the key to success. (Şüphesizlik, başarının anahtarıdır.)
  6. She spoke with doubtlessness and conviction, inspiring us all. (O, şüphesizlik ve inançla konuşarak hepimizi etkiledi.)
  7. The doubtlessness of his love for her was evident in everything he did. (Onun ona olan aşkındaki şüphesizlik, yaptığı her şeyde belli oluyordu.)
  8. His doubtlessness about the future helped him make the right decisions. (Gelecek konusundaki şüphesizliği, doğru kararlar vermesine yardımcı oldu.)
  9. The doubtlessness in her eyes made us all believe in her plan. (Gözlerindeki şüphesizlik, hepimizin planına inanmasını sağladı.)
  10. Doubtlessness is a rare quality, but it is one that can make all the difference. (Şüphesizlik nadir bir özellik olsa da, tüm farkı yaratabilecek bir özelliktir.)
  11. He approached the situation with doubtlessness and a clear mind. (Duruma şüphesizlikle ve açık bir zihinle yaklaştı.)
  12. The doubtlessness of the evidence presented in court left no room for doubt. (Mahkemede sunulan delillerin şüphesizliği, şüphe için hiçbir yer bırakmadı.)
  13. Her doubtlessness in her beliefs made her a strong advocate for her cause. (İnançlarındaki şüphesizlik, onu davası için güçlü bir savunucu yaptı.)
  14. The doubtlessness of his sincerity was evident in his actions. (Samimiyetindeki şüphesizlik, eylemlerinde açıkça belli oldu.)
  15. Doubtlessness is not the same as arrogance. (Şüphesizlik kibirle aynı şey değildir.)
  16. The doubtlessness of the scientist’s conclusions made his research invaluable. (Bilim adamının sonuçlarındaki şüphesizlik, araştırmasını paha biçilmez yaptı.)
  17. She faced the challenges with doubtlessness
  1. Doubtlessness is a characteristic of a confident and self-assured person. (Şüphesizlik, kendine güvenen ve kendinden emin bir kişinin özelliğidir.)
  2. The doubtlessness in his tone made us all trust his judgment. (Tonundaki şüphesizlik, hepimizin onun kararına güvenmesini sağladı.)
  3. Doubtlessness is a mindset that can be cultivated with practice and perseverance. (Şüphesizlik, uygulama ve azimle geliştirilebilen bir düşünce yapısıdır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.