Doubtlessness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Doubtlessness İle İlgili Cümleler
Doubtlessness Türkçe anlamı “şüphesizlik” dir. Aşağıda, “doubtlessness” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle ve Türkçe karşılıkları bulunmaktadır.
- I am filled with doubtlessness about my decision to pursue this career. (Bu kariyeri takip etme kararımda şüphesizim.)
- The doubtlessness of his statements convinced us that he was telling the truth. (Onun ifadelerindeki şüphesizlik, bize doğruyu söylediğine ikna etti.)
- The doubtlessness of her voice made us trust her completely. (Sesi o kadar şüphesizdi ki ona tamamen güvendik.)
- His doubtlessness in his abilities makes him a great leader. (Yeteneklerindeki şüphesizliği, onu harika bir lider yapar.)
- Doubtlessness is the key to success. (Şüphesizlik, başarının anahtarıdır.)
- She spoke with doubtlessness and conviction, inspiring us all. (O, şüphesizlik ve inançla konuşarak hepimizi etkiledi.)
- The doubtlessness of his love for her was evident in everything he did. (Onun ona olan aşkındaki şüphesizlik, yaptığı her şeyde belli oluyordu.)
- His doubtlessness about the future helped him make the right decisions. (Gelecek konusundaki şüphesizliği, doğru kararlar vermesine yardımcı oldu.)
- The doubtlessness in her eyes made us all believe in her plan. (Gözlerindeki şüphesizlik, hepimizin planına inanmasını sağladı.)
- Doubtlessness is a rare quality, but it is one that can make all the difference. (Şüphesizlik nadir bir özellik olsa da, tüm farkı yaratabilecek bir özelliktir.)
- He approached the situation with doubtlessness and a clear mind. (Duruma şüphesizlikle ve açık bir zihinle yaklaştı.)
- The doubtlessness of the evidence presented in court left no room for doubt. (Mahkemede sunulan delillerin şüphesizliği, şüphe için hiçbir yer bırakmadı.)
- Her doubtlessness in her beliefs made her a strong advocate for her cause. (İnançlarındaki şüphesizlik, onu davası için güçlü bir savunucu yaptı.)
- The doubtlessness of his sincerity was evident in his actions. (Samimiyetindeki şüphesizlik, eylemlerinde açıkça belli oldu.)
- Doubtlessness is not the same as arrogance. (Şüphesizlik kibirle aynı şey değildir.)
- The doubtlessness of the scientist’s conclusions made his research invaluable. (Bilim adamının sonuçlarındaki şüphesizlik, araştırmasını paha biçilmez yaptı.)
- She faced the challenges with doubtlessness
- Doubtlessness is a characteristic of a confident and self-assured person. (Şüphesizlik, kendine güvenen ve kendinden emin bir kişinin özelliğidir.)
- The doubtlessness in his tone made us all trust his judgment. (Tonundaki şüphesizlik, hepimizin onun kararına güvenmesini sağladı.)
- Doubtlessness is a mindset that can be cultivated with practice and perseverance. (Şüphesizlik, uygulama ve azimle geliştirilebilen bir düşünce yapısıdır.)
Hemen Yorum Yaz