Dope İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Dope
Dope kelimesinin Türkçe anlamı “uyuşturucu” veya “müthiş” olarak kullanılan argo bir ifadedir.
- He got arrested for carrying dope in his backpack. (Uyuşturucu taşıdığı için tutuklandı.)
- This song is so dope, I can’t stop listening to it. (Bu şarkı müthiş, dinlemeyi bırakamıyorum.)
- Don’t get involved with dope, it will ruin your life. (Uyuşturucu ile uğraşma, hayatını mahveder.)
- The police found a stash of dope in his apartment. (Polis, dairede uyuşturucu yığını buldu.)
- Her new outfit is dope, it looks amazing on her. (Yeni kıyafeti müthiş, üzerinde harika duruyor.)
- He’s addicted to dope and needs help to quit. (Uyuşturucuya bağımlı ve bırakmak için yardıma ihtiyacı var.)
- Selling dope is illegal and can lead to serious consequences. (Uyuşturucu satmak yasa dışıdır ve ciddi sonuçlara neden olabilir.)
- The concert was dope, everyone had a great time. (Konsert müthişti, herkes eğlendi.)
- She’s always high on dope, it’s affecting her work. (Sürekli uyuşturucu içinde, işine etkisi var.)
- I don’t want anything to do with dope, it’s not worth it. (Uyuşturucuyla ilgilenmek istemiyorum, buna değmez.)
- He was caught with dope at the border and was denied entry. (Sınırda uyuşturucuyla yakalandı ve giriş izni verilmedi.)
- The party was dope, we danced all night long. (Parti müthişti, tüm gece dans ettik.)
- Dope is a dangerous substance that can cause addiction and harm to the body. (Uyuşturucu, bağımlılığa ve vücuda zarar verebilecek tehlikeli bir madde.)
- The graffiti art on the wall is so dope, it’s like a masterpiece. (Duvar üzerindeki graffiti sanatı çok güzel, bir başyapıt gibi.)
- He’s been dealing dope for years and finally got caught. (Yıllardır uyuşturucu ticareti yapıyor ve sonunda yakalandı.)
- The new video game is so dope, I can’t wait to play it. (Yeni video oyunu müthiş, oynamak için sabırsızlanıyorum.)
- Using dope can lead to serious health problems, including heart disease and cancer. (Uyuşturucu kullanımı, kalp hastalığı ve kanser gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.)
- The movie was dope, I highly recommend it. (Film müthişti, kesinlikle tavsiye ederim.)
- Dope addicts often struggle to quit without professional help. (Uyuşturucu bağımlıları, profesyonel yardım olmadan bırakmakta zorlanırlar.)
- The athlete got suspended for using dope to enhance performance. (Sporcu performansını artırmak için uyuşturucu kullandığı için cezalandırıldı.)
(Türkçe)
- Sırt çantasında uyuşturucu taşıdığı için tutuklandı.
- Bu şarkı müthiş, dinlemeyi bırakamıyorum.
- Uyuşturucu ile uğraşma, hayatını mahveder.
- Polis, dairede uyuşturucu yığını buldu.
- Yeni kıyafeti müthiş, üzerinde harika duruyor.
- Uyuşturucuya bağımlı ve bırakmak için yardıma ihtiyacı var.
- Uyuşturucu satmak yasa dışıdır ve ciddi sonuçlara neden olabilir.
- Konser müthişti, herkes eğlendi.
- Sürekli uyuşturucu içinde, işine etkisi var.
- Uyuşturucuyla ilgilenmek istemiyorum, buna değmez.
- Sınırda uyuşturucuyla yakalandı ve giriş izni verilmedi.
- Parti müthişti, tüm gece dans ettik.
- Uyuşturucu, bağımlılığa ve vücuda zarar verebilecek tehlikeli bir madde.
- Duvar üzerindeki graffiti sanatı çok güzel, bir başyapıt gibi.
- Yıllardır uyuşturucu ticareti yapıyor ve sonunda yakalandı.
- Yeni video oyunu müthiş, oynamak için sabırsızlanıyorum.
- Uyuşturucu kullanımı, kalp hastalığı ve kanser gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
- Film müthişti, kesinlikle tavsiye ederim.
- Uyuşturucu bağımlıları, profesyonel yardım olmadan bırakmakta zorlanırlar.
- Sporcu performansını artırmak için uyuşturucu kullandığı için cezalandırıldı.
Hemen Yorum Yaz