Doom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Doom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Doom

Doom, İngilizce bir kelime olup, “kötü kader” veya “felaket” anlamına gelir. Doom kelimesi, genellikle oyunlar, filmler ve kitaplar gibi popüler kültürde sıkça kullanılmaktadır.

İşte 20 örnek cümle:

1. The city was doomed to destruction in the upcoming earthquake. (Şehir yaklaşan depremde yıkılmaya mahkumdu.)
2. The company was doomed to fail due to poor management. (Şirket, kötü yönetim nedeniyle başarısızlığa mahkumdu.)
3. He knew he was doomed from the start. (Başlangıçtan beri mahkum olduğunu biliyordu.)
4. The project was doomed to be abandoned. (Proje terk edilmeye mahkumdu.)
5. The villagers felt doomed after the flood destroyed their homes. (Sel evlerini yıktıktan sonra köylüler kendilerini mahkum hissettiler.)
6. His reckless behavior doomed him to a life of misery. (Dikkatsiz davranışları onu mutsuz bir hayata mahkum etti.)
7. The team was doomed to lose the game due to their poor performance. (Takım, kötü performansları nedeniyle mağlup olmaya mahkumdu.)
8. The captain knew they were doomed when the storm hit. (Kaptan, fırtına çıktığında mahkum olduklarını biliyordu.)
9. The city was doomed to darkness after the power outage. (Elektrik kesintisi sonrası şehir karanlığa mahkum oldu.)
10. Her bad luck doomed her to a life of struggle. (Kötü şansı onu mücadele dolu bir hayata mahkum etti.)
11. The enemy was doomed to defeat after their leader was captured. (Düşman liderleri yakalandıktan sonra yenilgiye mahkum oldular.)
12. The old building was doomed to collapse due to its deteriorating condition. (Eski bina kötüleşen durumu nedeniyle çöküşe mahkumdu.)
13. The relationship was doomed from the start due to their differences. (İlişki baştan itibaren farklılıkları nedeniyle mahkumdu.)
14. The country was doomed to poverty due to corruption. (Ülke yolsuzluk nedeniyle yoksulluğa mahkumdu.)
15. The project was doomed to failure due to lack of funding. (Yetersiz finansman nedeniyle proje başarısızlığa mahkumdu.)
16. The village was doomed to isolation due to its remote location. (Uzak konumu nedeniyle köy yalnızlığa mahkumdu.)
17. The expedition was doomed to disaster due to bad weather conditions. (Kötü hava koşulları nedeniyle keşif gezisi felakete mahkumdu.)
18. The criminal was doomed to life imprisonment for his crimes. (Suçlarından dolayı suçlu ömür boyu hapis cezasına mahkum edildi.)
    19

. The soldier knew they were doomed to lose the battle due to the enemy’s superior numbers. (Asker, düşmanın üstün sayısı nedeniyle savaşı kaybedeceklerini biliyordu.)
20. The athlete was doomed to fail the competition due to his injury. (Sakatlığı nedeniyle sporcu yarışmayı kaybetmeye mahkumdu.)

Overall, the word “doom” implies an inevitable and negative outcome or fate, often caused by circumstances or actions beyond one’s control.