Dome İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dome İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dome Nedir?

Dome, yuvarlak veya yarı küresel bir şekle sahip mimari bir yapıdır. Genellikle cam veya taş gibi malzemeler kullanılarak yapılan bu yapılar, estetik bir görünüme sahiptir ve birçok kültürde kullanılmıştır.

Örnek Cümleler:

1. The dome of the mosque is covered in beautiful tiles. (Camii kubbesi güzel mozaiklerle kaplıdır.)
2. The planetarium has a large dome that projects the night sky. (Planetaryumun büyük bir kubbesi var ve gece gökyüzünü yansıtıyor.)
3. The dome-shaped tent provided shelter from the rain. (Kubbe şeklindeki çadır, yağmurdan koruma sağladı.)
4. The Capitol building in Washington D.C. has a famous dome. (Washington D.C.’deki Capitol binasının ünlü bir kubbesi var.)
5. The dome of the cathedral towers over the city. (Katedralin kubbesi şehrin üstünde yükseliyor.)
6. The conservatory had a glass dome that let in natural light. (Konservatuvarın cam kubbesi doğal ışığı içeri alıyordu.)
7. The greenhouse was constructed with a dome roof to maximize sunlight. (Sera, güneş ışığını maksimize etmek için kubbe çatılı olarak inşa edildi.)
8. The observatory’s telescope was housed in a dome-shaped enclosure. (Gözlemevinin teleskobu kubbe şeklinde bir kapalı alanda yer alıyordu.)
9. The hotel’s atrium had a domed ceiling that made it feel spacious. (Otelin atriyumunda kubbe tavan, ferah hissettiriyordu.)
10. The Taj Mahal’s main building is crowned with a white marble dome. (Taj Mahal’in ana binası, beyaz mermer bir kubbeyle taçlandırılmıştır.)
11. The planet Mars has the largest volcano and the tallest dome in the solar system. (Mars gezegeni, Güneş sistemindeki en büyük volkan ve en yüksek kubbe ile donatılmıştır.)
12. The greenhouse’s dome was shattered in the storm. (Fırtınada sera kubbesi paramparça oldu.)
13. The museum’s dome is made of copper and has turned green over time. (Müzenin kubbesi bakırdan yapılmış ve zamanla yeşile dönmüştür.)
14. The observatory’s dome could rotate to adjust to different positions in the sky. (Gözlemevinin kubbesi, gökyüzündeki farklı konumlara uyum sağlamak için dönebiliyordu.)
15. The airport’s terminal had a large dome-shaped entrance. (Havalimanının terminal binası büyük kubbe şeklinde bir girişe sahipti.)
16. The hotel’s spa had a domed ceiling with intricate mosaics. (Otelin spa bölümünde, detaylı mozaiklerle süslenmiş kubbeli bir tavan

17. The dome of the mosque was illuminated beautifully at night. (Camii kubbesi geceleyin güzel bir şekilde aydınlatıldı.)
18. The colosseum in Rome has a massive elliptical dome that spans the entire structure. (Roma’daki Kolezyum, tüm yapının üzerine uzanan devasa bir elips şeklinde bir kubbeyle kaplıdır.)
19. The theme park had a large dome that housed a roller coaster. (Tema parkının büyük bir kubbesi vardı ve içinde bir roller coaster bulunuyordu.)
20. The wedding venue had a gorgeous outdoor ceremony area with a stunning dome as the backdrop. (Düğün mekanı muhteşem bir açık hava tören alanına sahipti ve arka planda etkileyici bir kubbe vardı.)

Türkçe Karşılıklar:

1. The dome of the mosque is covered in beautiful tiles. (Camii kubbesi güzel mozaiklerle kaplıdır.)
2. The planetarium has a large dome that projects the night sky. (Planetaryumun büyük bir kubbesi var ve gece gökyüzünü yansıtıyor.)
3. The dome-shaped tent provided shelter from the rain. (Kubbe şeklindeki çadır, yağmurdan koruma sağladı.)
4. The Capitol building in Washington D.C. has a famous dome. (Washington D.C.’deki Capitol binasının ünlü bir kubbesi var.)
5. The dome of the cathedral towers over the city. (Katedralin kubbesi şehrin üstünde yükseliyor.)
6. The conservatory had a glass dome that let in natural light. (Konservatuvarın cam kubbesi doğal ışığı içeri alıyordu.)
7. The greenhouse was constructed with a dome roof to maximize sunlight. (Sera, güneş ışığını maksimize etmek için kubbe çatılı olarak inşa edildi.)
8. The observatory’s telescope was housed in a dome-shaped enclosure. (Gözlemevinin teleskobu kubbe şeklinde bir kapalı alanda yer alıyordu.)
9. The hotel’s atrium had a domed ceiling that made it feel spacious. (Otelin atriyumunda kubbe tavan, ferah hissettiriyordu.)
10. The Taj Mahal’s main building is crowned with a white marble dome. (Taj Mahal’in ana binası, beyaz mermer bir kubbeyle taçlandırılmıştır.)
11. The planet Mars has the largest volcano and the tallest dome in the solar system. (Mars gezegeni, Güneş sistemindeki en büyük volkan ve en yüksek kubbe ile donatılmıştır.)
12. The greenhouse’s dome was shattered in the storm. (Fırtınada sera kubbesi paramparça oldu.)
13. The museum’s dome is made of copper and has turned green over time. (Müzenin kubbesi bakırdan yapılmış ve zamanla yeşile dönmüştür.)
14. The observatory’s dome could rotate to adjust to different positions in the sky. (Gözlemevinin kubbesi, gökyüz