Dissident İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dissident İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dissident

Dissident, Türkçe’de “aykırı, muhalif” anlamına gelir. Bu kelime, özellikle siyasi düşünceleri nedeniyle hükümet politikalarına karşı çıkan kişileri ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. Many dissidents have been arrested for speaking out against the government’s actions. (Birçok muhalif, hükümetin eylemlerine karşı çıktıkları için tutuklandı.)
  2. The dissident group organized a protest against the new laws. (Muhalif grup, yeni yasalara karşı bir protesto düzenledi.)
  3. The dissident writer was banned from publishing her works. (Aykırı yazar, eserlerini yayınlamaktan yasaklandı.)
  4. The dissident politician was forced to flee the country. (Muhalif siyasetçi ülkeyi terk etmeye zorlandı.)
  5. The dissident’s speech was censored by the government. (Aykırının konuşması hükümet tarafından sansürlendi.)
  6. The dissident artist’s work was deemed too controversial for public display. (Aykırı sanatçının çalışması, halka açık sergileme için çok tartışmalı bulundu.)
  7. The dissident journalist was threatened for reporting on government corruption. (Muhalif gazeteci, hükümet yolsuzlukları hakkında haber yapması nedeniyle tehdit edildi.)
  8. The dissident group’s website was shut down by the authorities. (Muhalif grubun websitesi yetkililer tarafından kapatıldı.)
  9. The dissident singer’s concert was cancelled due to pressure from the government. (Aykırı şarkıcının konseri hükümet baskısı nedeniyle iptal edildi.)
  10. The dissident’s family was harassed by the police. (Aykırının ailesi polis tarafından taciz edildi.)
  11. The dissident professor was fired from his job for his political beliefs. (Muhalif profesör, siyasi görüşleri nedeniyle işinden çıkarıldı.)
  12. The dissident group staged a hunger strike to protest their treatment in prison. (Muhalif grup, hapishanedeki muamelelerine karşı bir açlık grevi düzenledi.)
  13. The dissident’s book was banned by the government. (Aykırının kitabı hükümet tarafından yasaklandı.)
  14. The dissident’s home was raided by the police. (Aykırının evi polis tarafından basıldı.)
  15. The dissident’s passport was confiscated by the authorities. (Aykırının pasaportu yetkililer tarafından alındı.)
  16. The dissident’s organization was declared illegal by the government. (Aykırının örgütü hükümet tarafından yasa dışı ilan edildi.)
  17. The dissident’s trial was criticized by human rights groups. (Aykırının yargılanması insan hakları grupları tarafından eleştirildi.)
  18. The dissident’s family was denied access to a lawyer. (Aykırının ailesine avuk

ı erişim izni verilmedi.)
19. The dissident’s artwork was destroyed by vandals. (Aykırı sanat eseri vandalizm sonucu yok edildi.)

  1. The dissident’s peaceful protest was met with violent police action. (Aykırının barışçıl protestosuna şiddetli polis müdahalesiyle karşılaşıldı.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve siyah yazılmıştır.)

It is important to protect the rights of dissidents and ensure their freedom of expression. (Aykırıların haklarını korumak ve ifade özgürlüklerini sağlamak önemlidir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.