Disparate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disparate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disparate Nedir?


Disparate, farklı veya uyumsuz olan şeyleri ifade eden bir sıfat olarak kullanılır. İki şey arasında bir bağlantı veya tutarlılık olmaması durumunda kullanılabilir.

Örnek Cümleler:


1. The two paintings on the wall were so disparate that it looked like they belonged in different rooms. (Duvarlardaki iki resim o kadar farklıydı ki sanki farklı odalara ait gibiydiler.)
2. The disparate opinions of the members of the committee made it difficult to come to a decision. (Komitenin üyelerinin farklı fikirleri, bir karara varmayı zorlaştırdı.)
3. The clothing styles of the two sisters were so disparate that they were often mistaken for strangers. (İki kız kardeşin kıyafet tarzları o kadar farklıydı ki sık sık yabancı sanılırlardı.)
4. The band played a disparate mix of jazz and rock music, which confused the audience. (Grup, caz ve rock müziğin farklı tarzlarını çaldı ve bu, seyirciyi kafa karışıklığına soktu.)
5. The two job candidates had disparate levels of experience, which made it difficult to choose between them. (İki iş adayının deneyim seviyeleri farklıydı, bu da aralarından seçim yapmayı zorlaştırdı.)
6. The disparate cultures of the two countries made it challenging for them to understand each other. (İki ülkenin farklı kültürleri, birbirlerini anlamalarını zorlaştırdı.)
7. The film’s plot was a disparate collection of random events that made little sense. (Filmin hikayesi rastgele olayların farklı bir birleşimiydi ve pek anlamlı değildi.)
8. The disparate personalities of the two friends made their friendship a unique and interesting one. (İki arkadaşın farklı kişilikleri, arkadaşlıklarını eşsiz ve ilginç kıldı.)
9. The company’s disparate departments made it difficult for them to communicate and work together efficiently. (Şirketin farklı departmanları, iletişim kurmalarını ve verimli bir şekilde birlikte çalışmalarını zorlaştırdı.)
10. The disparate weather patterns in different parts of the country made it hard to predict the forecast accurately. (Ülkenin farklı bölgelerindeki farklı hava koşulları, tahmini doğru yapmayı zorlaştırdı.)
11. The disparate ages of the students in the classroom made it challenging for the teacher to find a teaching method that worked for everyone. (Sınıftaki öğrencilerin farklı yaşları, öğretmenin herkes için uygun bir öğretim yöntemi bulmasını zorlaştırdı.)
12. The disparate goals of the group made it hard for them to work together towards a common objective. (Grubun farklı hedefleri, ortak bir hedefe doğru birlikte çalışmayı zorlaştırdı

  1. The disparate skills of the team members made it challenging to assign tasks and responsibilities. (Takım üyelerinin farklı yetenekleri, görev ve sorumlulukları belirlemeyi zorlaştırdı.)
  2. The disparate prices of the items in the store made it difficult for the customer to choose what to buy. (Mağazadaki ürünlerin farklı fiyatları, müşterinin ne satın alacağını seçmesini zorlaştırdı.)
  3. The disparate sizes of the shoes in the store made it hard for the customer to find the right fit. (Mağazadaki ayakkabıların farklı boyutları, müşterinin doğru numarayı bulmasını zorlaştırdı.)
  4. The disparate time zones between the two countries made it challenging for them to schedule meetings. (İki ülke arasındaki farklı saat dilimleri, toplantıları planlamayı zorlaştırdı.)
  5. The disparate backgrounds of the students in the class made for interesting and lively discussions. (Sınıftaki öğrencilerin farklı geçmişleri, ilginç ve canlı tartışmalar yaratıyordu.)
  6. The disparate interests of the siblings made it hard for them to agree on a family vacation destination. (Kardeşlerin farklı ilgi alanları, aile tatili için anlaşmayı zorlaştırdı.)
  7. The disparate sizes of the tables in the restaurant made it hard for the large group to sit together. (Restorandaki masaların farklı boyutları, büyük grubun bir arada oturmasını zorlaştırdı.)
  8. The disparate styles of the music in the playlist made for an eclectic listening experience. (Çalma listesindeki müziklerin farklı tarzları, eklektik bir dinleme deneyimi sağladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.