Disorientated İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disorientated İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disorientated Nedir?


Disorientated, Türkçe karşılığıyla “yönünü şaşırmış” anlamına gelir. Bir kişinin fiziksel veya zihinsel olarak yönünü şaşırdığı durumlarda kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. When I woke up in the middle of the forest, I felt completely disorientated. (Ormanın ortasında uyandığımda tamamen yönümü şaşırmış hissettim.)
  2. The sudden change in the road caused the driver to become disorientated. (Yoldaki ani değişiklik sürücünün yönünü şaşırmalarına sebep oldu.)
  3. The new environment made me feel disorientated at first, but I quickly adapted. (Yeni ortam beni ilk başta yönümü şaşırttı, ancak hızlıca adapte oldum.)
  4. After the earthquake, many people were disorientated and didn’t know which direction to go. (Depremden sonra birçok insan yönünü şaşırdı ve hangi yöne gitmeleri gerektiğini bilmiyorlardı.)
  5. The disorientated hiker wandered off the trail and got lost in the woods. (Yönünü şaşırmış bir yürüyüşçü, patikadan saparak ormanda kayboldu.)
  6. The sudden noise disorientated the baby, and he started crying. (Ani gürültü bebekleri şaşırtır ve ağlamalarına sebep olur.)
  7. The disorientated patient was unable to answer the doctor’s questions coherently. (Yönünü şaşırmış hastanın doktorun sorularına tutarlı bir şekilde cevap veremedi.)
  8. After the long flight, I was feeling disorientated and couldn’t find my way out of the airport. (Uzun uçuşun ardından yönümü şaşırmış hissettim ve havaalanından çıkış yolunu bulamadım.)
  9. The loud music and flashing lights disorientated me and made me dizzy. (Yüksek müzik ve flaş ışıklar beni şaşırttı ve başımı döndürdü.)
  10. The disorientated athlete missed the target and lost the game. (Yönünü şaşırmış sporcu hedefi kaçırdı ve oyunu kaybetti.)
  11. The disorientated tourist couldn’t find their way back to the hotel and had to ask for directions. (Yönünü şaşırmış turist oteline geri dönüş yolunu bulamadı ve yön sordu.)
  12. The disorientated driver accidentally drove on the wrong side of the road. (Yönünü şaşırmış sürücü yanlış taraftan araç kullanarak kaza yaptı.)
  13. The disorientated swimmer got caught in a rip current and had to be rescued by the lifeguard. (Yönünü şaşırmış yüzücü çekilme akımına yakalandı ve cankurtaran tarafından kurtarıldı.)
  14. The disorientated patient was given medication to

calm them down and help them regain their orientation. (Yönünü şaşırmış hastaya sakinleştirici ilaç verilerek ve yönlendirme yaparak oryantasyonunu yeniden kazandırıldı.)
15. The disorientated child got separated from their parents in the crowded mall. (Yönünü şaşırmış çocuk kalabalık alışveriş merkezinde ailesinden ayrıldı.)

  1. The disorientated pilot lost control of the plane and crashed into the mountainside. (Yönünü şaşırmış pilot uçağın kontrolünü kaybetti ve dağa çarptı.)
  2. The disorientated partygoer drank too much and couldn’t find their way back to their hotel room. (Yönünü şaşırmış partiye katılımcı çok fazla içki içti ve otel odasına geri dönüş yolunu bulamadı.)
  3. The disorientated traveler missed their train because they went to the wrong platform. (Yönünü şaşırmış gezgin yanlış perona giderek trenini kaçırdı.)
  4. The disorientated sailor lost their bearings and didn’t know which way to steer the boat. (Yönünü şaşırmış denizci yönünü kaybetti ve hangi yöne teknelerini yönlendireceğini bilmiyordu.)
  5. The disorientated patient was confused and disoriented after waking up from anesthesia. (Yönünü şaşırmış hasta anesteziden uyandıktan sonra karışık ve oryantasyonunu kaybetmiş bir şekildeydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.