Disinherit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disinherit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disinherit


Disinherit, bir kişinin haklarını veya mirasını resmi olarak reddetmesi veya başka bir şekilde elinden almaya karar vermesi anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. My father has decided to disinherit my brother because of his reckless behavior. (Babam, kardeşimi sorumsuz davranışları nedeniyle mirasından çıkarmaya karar verdi.)
  2. The wealthy man threatened to disinherit his daughter if she married her boyfriend. (Zengin adam, kızının sevgilisiyle evlenmesi durumunda onu mirasından çıkaracağı tehdidinde bulundu.)
  3. The will states that if any of the beneficiaries contest the distribution of assets, they will be disinherited. (Vasiyetname, varislerden herhangi biri varlıkların dağıtımını tartışırsa mirasından çıkarılacaklarını belirtiyor.)
  4. She was disowned and disinherited by her family after she eloped with a man from a different religion. (Farklı bir dindeki bir adamla kaçtıktan sonra ailesi tarafından reddedildi ve mirasından çıkarıldı.)
  5. The billionaire decided to disinherit his son because he had become a drug addict. (Milyarder, uyuşturucu bağımlısı olan oğlunu mirasından çıkarmaya karar verdi.)
  6. The patriarch of the family threatened to disinherit his daughter-in-law if she didn’t divorce his son. (Ailenin babası, kızı ve oğlu boşanmazsa kızın mirasından çıkarılacağı tehdidinde bulundu.)
  7. The will clearly stated that any heir who was convicted of a felony would be disinherited. (Vasiyetname, herhangi bir varisin bir suçtan mahkum olması durumunda mirasından çıkarılacağını açıkça belirtiyordu.)
  8. He was afraid that his parents would disinherit him if they found out he was gay. (Ebeveynlerinin eşcinsel olduğunu öğrenmeleri durumunda kendisini mirasından çıkaracaklarından korkuyordu.)
  9. The wealthy businessman disowned and disinherited his daughter when she married a man who was not of the same social status. (Zengin iş adamı, kızı farklı bir sosyal statüye sahip bir adamla evlendiği için reddetti ve mirasından çıkardı.)
  10. The family feud led the grandfather to disinherit his grandchildren. (Aile kavgası, dedenin torunlarını mirasından çıkarmasına neden oldu.)
  11. The billionaire’s decision to disinherit his children caused a rift in the family. (Milyarderlerin çocuklarını miraslarından çıkarma kararı, ailede bir ayrılığa neden oldu.)
  12. The will specified that any beneficiary who challenged the will would be disinherited. (Vasiyetname, vasiyeti tartışan herhangi bir varisin mirasından çıkarılacağını belirtti.)
  13. She was shocked when her father told her he was going to disinherit her. (Babasının onu

mirasından çıkaracağını söylediğinde şok oldu.)
14. The family lawyer advised against disinheritance as it could lead to legal battles. (Aile avukatı, mirasından çıkarmanın hukuki mücadelelere neden olabileceği konusunda uyardı.)

  1. The wealthy heiress was disinherited by her grandfather when she decided to pursue a career in the arts. (Zengin mirasçı, sanat alanında kariyer yapmaya karar verdiğinde dedesi tarafından mirasından çıkarıldı.)
  2. The will specified that if any heir failed to meet certain conditions, they would be disinherited. (Vasiyetname, belirli koşulları yerine getiremeyen varislerin mirasından çıkarılacağını belirtti.)
  3. The patriarch disowned and disinherited his son when he discovered that he had been embezzling money from the family business. (Ailenin babası, aile işletmesinden para zimmetlemesi yaptığını keşfettiğinde oğlunu reddetti ve mirasından çıkardı.)
  4. The wealthy woman’s decision to disinherit her family and leave her fortune to her cat made headlines. (Zengin kadının ailesini reddetme ve servetini kedisiyle paylaşma kararı haberlere konu oldu.)
  5. The will stated that if any of the beneficiaries were convicted of a crime, they would be disinherited. (Vasiyetname, herhangi bir varisin bir suçtan mahkum olması durumunda mirasından çıkarılacağını belirtti.)
  6. The family was torn apart by the decision to disinherit one of the siblings, causing irreparable damage. (Bir kardeşin mirasından çıkarılma kararı aileyi paramparça etti ve onarılamaz hasara neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.