Dishevel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Dishevel Nedir?
Dishevel, dağınık, düzensiz ve dağınık bir şekilde görünmek anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- She arrived at the party with disheveled hair. (Saçları dağınık bir şekilde partiye geldi.)
- His clothes were disheveled after the long hike. (Uzun yürüyüşten sonra giysileri dağınık oldu.)
- The wind had disheveled the garden furniture. (Rüzgar bahçe mobilyalarını dağıttı.)
- She looked disheveled and tired after a long day at work. (Uzun bir iş gününden sonra dağınık ve yorgun görünüyordu.)
- The cat’s fur was disheveled after playing outside. (Kedinin tüyleri dışarıda oynamaktan dağınık oldu.)
- The child’s hair was disheveled after playing on the playground. (Çocuğun saçları oyun alanında oynamaktan dağınık oldu.)
- He rushed into the meeting room with a disheveled appearance. (Dağınık bir görünümle toplantı odasına koştu.)
- The storm had disheveled the landscape, leaving fallen trees and debris. (Fırtına manzarayı dağıtmış, devrilmiş ağaçlar ve enkaz bırakmıştı.)
- She woke up with disheveled sheets and pillows. (Uyandığında dağınık çarşaflar ve yastıklarla karşılaştı.)
- His beard was disheveled and unkempt. (Sakalı dağınık ve bakımsızdı.)
- The dancer’s hair became disheveled during the energetic performance. (Dansçının saçları enerjik performans sırasında dağınık hale geldi.)
- The wind disheveled the pages of her book as she read outside. (Dışarıda okurken rüzgar kitabının sayfalarını dağıttı.)
- The disheveled room showed signs of a struggle. (Dağınık oda bir mücadelenin izlerini taşıyordu.)
- The baby’s hair was disheveled after taking off its hat. (Bebeğin saçları şapkasını çıkardıktan sonra dağınık oldu.)
- He had a disheveled look after spending the night on the streets. (Sokaklarda geçirdiği gece sonrası dağınık bir görünümü vardı.)
- The actor’s disheveled appearance suited his role as a homeless man. (Oyuncunun dağınık görünümü, evsiz bir adam rolüne uyguntu.)
- The dog’s fur was disheveled after running through the woods. (Köpeğin tüyleri ormanın içinden koştuğu için dağınık oldu.)
- She tried to fix her disheveled dress before entering the restaurant. (Restorana girmeden önce dağınık elbisesini düzeltmeye çalıştı.)
- The disheveled bed suggested a restless night. (Dağınık y
atak, huzursuz bir gece geçirildiğini düşündürdü.)
20. The disheveled state of the kitchen indicated a busy morning. (Mutfaktaki dağınık hal, yoğun bir sabahın işaretçisiydi.)
Türkçe Karşılıklar:
- Saçları dağınık bir şekilde partiye geldi.
- Uzun yürüyüşten sonra giysileri dağınık oldu.
- Rüzgar bahçe mobilyalarını dağıttı.
- Uzun bir iş gününden sonra dağınık ve yorgun görünüyordu.
- Kedinin tüyleri dışarıda oynamaktan dağınık oldu.
- Çocuğun saçları oyun alanında oynamaktan dağınık oldu.
- Dağınık bir görünümle toplantı odasına koştu.
- Fırtına manzarayı dağıtmış, devrilmiş ağaçlar ve enkaz bırakmıştı.
- Uyandığında dağınık çarşaflar ve yastıklarla karşılaştı.
- Sakalı dağınık ve bakımsızdı.
- Dansçının saçları enerjik performans sırasında dağınık hale geldi.
- Dışarıda okurken rüzgar kitabının sayfalarını dağıttı.
- Dağınık oda bir mücadelenin izlerini taşıyordu.
- Bebeğin saçları şapkasını çıkardıktan sonra dağınık oldu.
- Sokaklarda geçirdiği gece sonrası dağınık bir görünümü vardı.
- Oyuncunun dağınık görünümü, evsiz bir adam rolüne uygun.
- Köpeğin tüyleri ormanın içinden koştuğu için dağınık oldu.
- Restorana girmeden önce dağınık elbisesini düzeltmeye çalıştı.
- Dağınık yatak huzursuz bir gece geçirildiğini düşündürdü.
- Mutfaktaki dağınık hal, yoğun bir sabahın işaretçisiydi.
Hemen Yorum Yaz