Disgust İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disgust İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disgust Nedir?

Disgust, Türkçe karşılığı “tiksinti” olan bir duygu durumudur. Bir şeyden veya bir durumdan tiksinti duymak, isteksizlik ve rahatsızlık hissetmek anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The smell of the rotten eggs filled the kitchen with disgust. (Çürük yumurtaların kokusu mutfağı tiksintiyle doldurdu.)
2. She felt a strong sense of disgust towards the slimy texture of the snails. (Salyangozların kaygan dokusuna karşı güçlü bir tiksinti hissetti.)
3. The thought of eating raw meat filled him with disgust. (Çiğ et yeme düşüncesi onu tiksintiyle doldurdu.)
4. The sight of the moldy bread made her feel a deep disgust. (Küflü ekmeğin görüntüsü onda derin bir tiksinti yarattı.)
5. The smell of the garbage made me feel disgust. (Çöp kokusu bende tiksinti yarattı.)
6. He expressed his disgust at the idea of working on weekends. (Hafta sonları çalışma fikrine karşı tiksintisini dile getirdi.)
7. The slimy texture of the boiled okra filled her with disgust. (Kaynatılmış bamyanın kaygan dokusu onda tiksinti yarattı.)
8. The dirty and unhygienic conditions of the bathroom filled him with disgust. (Banyonun kirli ve hijyensiz koşulları onda tiksinti yarattı.)
9. The thought of eating insects filled her with disgust. (Böcek yeme düşüncesi onda tiksinti yarattı.)
10. She watched in disgust as the cockroach scurried across the kitchen floor. (Hamam böceğinin mutfağın zemininde koştuğunu tiksintiyle izledi.)
11. The slimy texture of the raw oysters filled him with disgust. (Çiğ istiridyelerin kaygan dokusu onda tiksinti yarattı.)
12. The idea of living in a filthy and bug-infested house filled her with disgust. (Kirli ve böceklerle dolu bir evde yaşama fikri onda tiksinti yarattı.)
13. The sight of the bloody wound made her feel disgust. (Kanlı yaranın görüntüsü onda tiksinti yarattı.)
14. The thought of touching the slimy snail made him feel disgust. (Kaygan salyangoza dokunma düşüncesi onda tiksinti yarattı.)
15. The greasy texture of the fried food filled her with disgust. (Kızarmış yiyeceklerin yağlı dokusu onda tiksinti yarattı.)
16. The unappetizing appearance of the overcooked broccoli filled him with disgust. (Fazla pişmiş brokolinin iştah açmayan görünümü onda tiksinti yarattı.)
17. The sight of the dead rat filled her with disgust. (Ölü fare görüntüs

onu tiksintiyle doldurdu.)
18. The idea of drinking spoiled milk filled him with disgust. (Bozuk süt içme fikri onda tiksinti yarattı.)

19. The foul smell of the sewage filled her with disgust. (Lavabo kokusundan dolayı onda tiksinti yarattı.)
20. He could barely conceal his disgust when he saw the person picking their nose in public. (Kamusal alanda burun karıştıran kişiyi gördüğünde tiksintisini zor saklayabildi.)

Özet:

Disgust, tiksinti duymak anlamına gelir ve kokular, dokular, yiyecekler, koşullar veya davranışlar gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu duygu genellikle isteksizlik ve rahatsızlık hissi ile birlikte gelir.