Discreet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Discreet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Discreet

Discreet, Türkçe’de “dikkatli, tedbirli, ölçülü” gibi anlamlara gelmektedir. Bir durumu ya da olayı herkesin gözüne batmadan, sessizce ve zararsız bir şekilde halletmek anlamında kullanılan bir kelime olarak karşımıza çıkar.

İşte “discreet” kelimesinin cümle içinde kullanımına örnekler:

  1. She was very discreet about her financial situation. (O, finansal durumu hakkında çok dikkatliydi.)
  2. Please be discreet when discussing this matter. (Bu konuyu konuşurken lütfen ölçülü olun.)
  3. The hotel staff is trained to be discreet and respectful towards their guests. (Otel çalışanları, misafirlerine karşı ölçülü ve saygılı olmaları konusunda eğitilmiştir.)
  4. He gave her a discreet wink to let her know he was joking. (Şakayı anlatmak için ona ölçülü bir göz kırptı.)
  5. The company handled the scandal in a discreet manner to avoid damaging their reputation. (Şirket, itibarlarını zedelememek için skandalı ölçülü bir şekilde ele aldı.)
  6. The detective was very discreet in his investigation, so as not to alert the suspects. (Dedektif, şüphelileri uyandırmamak için soruşturmasını ölçülü bir şekilde yürüttü.)
  7. The jewelry store had a discreet entrance to protect the privacy of its customers. (Müşterilerinin gizliliğini korumak için mücevher mağazasının ölçülü bir girişi vardı.)
  8. She discreetly slipped a note into his pocket. (O, notu onun cebine ölçülü bir şekilde soktu.)
  9. The restaurant’s discreet lighting created a cozy atmosphere. (Restoranın ölçülü aydınlatması, sıcak bir atmosfer yarattı.)
  10. The hotel offered a discreet room service for guests who preferred to eat in privacy. (Otel, özel bir şekilde yemek yemeyi tercih eden misafirleri için ölçülü bir oda servisi sundu.)
  11. He was always discreet about his political beliefs. (O, siyasi görüşleri hakkında her zaman ölçülüydü.)
  12. The artist’s discreet use of color created a subtle effect. (Sanatçının ölçülü renk kullanımı, zarif bir etki yarattı.)
  13. The company had a discreet policy on social media use. (Şirket, sosyal medya kullanımı konusunda ölçülü bir politikaya sahipti.)
  14. She tried to be as discreet as possible when leaving the party. (Partiden ayrılırken mümkün olduğunca ölçülü olmaya çalıştı.)
  15. The hotel had a discreet security system to ensure the safety of its guests. (Otel, misafirlerinin güvenliğini sağlamak için ölçülü bir gü
  1. He was discreetly taking notes during the meeting. (Toplantı sırasında ölçülü bir şekilde notlar alıyordu.)
  2. The company’s HR department handled the situation in a discreet and professional manner. (Şirketin insan kaynakları departmanı, durumu ölçülü ve profesyonel bir şekilde ele aldı.)
  3. The restaurant had discreet booths for couples who wanted a more private dining experience. (Restoran, daha özel bir yemek deneyimi isteyen çiftler için ölçülü kulübeleri vardı.)
  4. She received a discreet message from her boss asking her to come to his office. (Patronundan ölçülü bir mesaj alarak ofisine gelmesi istendi.)
  5. The wedding planner was discreetly making sure everything was running smoothly behind the scenes. (Düğün planlayıcısı, arka planda her şeyin düzgün bir şekilde ilerlemesini ölçülü bir şekilde sağlıyordu.)

Overall, being discreet can be an important skill in many situations, whether it’s maintaining privacy, handling sensitive information, or simply creating a comfortable and respectful atmosphere.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.