Direction İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Direction İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Direction (Yön) Nedir?

Direction, bir yere gitmek veya bir şeyi yapmak için takip edilmesi gereken yolun veya yönlendirmenin gösterildiği yoldur. Bu kelime ayrıca, bir hedefe veya hedefe ulaşmak için izlenen yolu veya yöntemi de ifade edebilir.

Örnek cümleler:

1. I need direction to find the nearest bus station. (En yakın otobüs durağını bulmak için yön tarifi ihtiyacım var.)
2. Please give me directions to the nearest gas station. (En yakın benzin istasyonuna gitmek için bana yön tarifi verin lütfen.)
3. I lost my way and had to ask for directions from a passerby. (Yolumu kaybettim ve bir yayından yön tarifi istemek zorunda kaldım.)
4. Can you point me in the direction of the restroom? (Tuvaletin yönünü gösterebilir misiniz?)
5. The map provides clear directions on how to reach the destination. (Harita, varış noktasına nasıl ulaşılacağı konusunda net yönergeler sağlar.)
6. The signpost at the intersection gave us the right direction. (Kavşaktaki yol gösterici tabelamız doğru yönü gösterdi.)
7. Follow the direction of the arrow to reach the parking lot. (Otoparka ulaşmak için ok yönünde ilerleyin.)
8. I have a good sense of direction and rarely get lost. (İyi bir yön hissim var ve nadiren kaybolurum.)
9. The teacher gave us clear directions on how to solve the math problem. (Öğretmen, matematik sorununu nasıl çözeceğimize dair net yönergeler verdi.)
10. The guidebook provided us with directions to all the major tourist attractions. (Rehber kitapçığı, tüm önemli turistik yerlere nasıl gidileceği konusunda bize yönergeler sağladı.)
11. I’m terrible at following directions, so I always get lost. (Yönergeleri takip etmede berbatım, bu yüzden her zaman kaybolurum.)
12. The car’s GPS system gives accurate directions to any location. (Arabanın GPS sistemi herhangi bir yere doğru yönergeler verir.)
13. I asked for directions, but the person I asked didn’t speak English. (Yön tarifi istedim, ama sorduğum kişi İngilizce konuşmuyordu.)
14. The building has signs directing visitors to the entrance. (Bina, z

iyaretçileri girişe yönlendiren işaretlerle donatılmıştır.)
15. We had to backtrack when we realized we were going in the wrong direction. (Yanlış yöne gittiğimizi fark edince geri dönmek zorunda kaldık.)

16. The airline attendant gave us directions on how to find our gate. (Hava yolu görevlisi, kapımızı nasıl bulacağımız konusunda bize yönergeler verdi.)
17. I always make sure to follow the directions on medicine labels. (İlaç etiketlerindeki yönergeleri her zaman takip etmeye özen gösteririm.)
18. The construction workers put up signs directing traffic around the roadwork. (İnşaat işçileri, yol çalışmalarını çevreleyen trafik işaretleri koydular.)
19. The restaurant’s website provides directions and a map to its location. (Restoranın web sitesi, konumuna yönergeler ve bir harita sağlar.)
20. I had to ask for directions several times before I finally found the address. (Sonunda adresi bulmadan önce birkaç kez yön tarifi istemek zorunda kaldım.)