Direct İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Direct İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Direct

Meaning: Straightforward, immediate, without any intermediaries or intervening factors.

Examples:

  1. She gave him direct orders to finish the project by Friday.
    (Ona projeyi Cuma gününe kadar bitirmesi için doğrudan talimat verdi.)

  2. The company has a direct relationship with its customers.
    (Şirket, müşterileriyle doğrudan ilişkisi vardır.)

  3. He is known for his direct and honest approach.
    (Doğrudan ve dürüst yaklaşımıyla tanınır.)

  4. We took a direct flight to New York.
    (New York’a doğrudan uçuş yaptık.)

  5. She made a direct hit with her criticism.
    (Eleştirisiyle doğruca hedefi vurdu.)

  6. The film director gave direct instructions to the cast.
    (Film yönetmeni, oyunculara doğrudan talimatlar verdi.)

  7. The company offers direct delivery to your doorstep.
    (Şirket, kapınıza doğrudan teslimat sunar.)

  8. The athlete made a direct attack on his opponent.
    (Sporcu, rakibine doğrudan saldırdı.)

  9. The teacher gave the student direct feedback on his performance.
    (Öğretmen, öğrencinin performansı hakkında doğrudan geri bildirim verdi.)

  10. He has a direct line to the CEO.
    (CEO’ya doğrudan bir hat bağlantısı var.)

  11. The company has a direct impact on the environment.
    (Şirketin çevre üzerinde doğrudan etkisi vardır.)

  12. The politician made a direct appeal to the voters.
    (Politikacı, seçmenlere doğrudan bir çağrı yaptı.)

  13. The company provides direct access to its resources.
    (Şirket, kaynaklarına doğrudan erişim sağlar.)

  14. He gave a direct answer to the question.
    (Soruya doğrudan bir cevap verdi.)

  15. The artist took a direct approach to his painting.
    (Sanatçı, resim yaparken doğrudan bir yaklaşım benimsedi.)

  16. The company offers direct support to its customers.
    (Şirket, müşterilerine doğrudan destek sunar.)

  17. The singer had a direct connection with her audience.
    (Şarkıcı, izleyicileriyle doğrudan bir bağlantısı vardı.)

  18. The company has a direct channel for customer complaints.
    (Şirketin müşteri şikayetleri için doğrudan bir kanalı vardır.)

  19. The manager took direct responsibility for the project’s failure.
    (Yönetici, projenin başarısızlığı için doğrudan sorumluluk aldı.)

  20. The company’s success is due to its direct approach to business.
    (Şirk

etmek istiyorum.
21. She prefers direct communication over indirect hints.
(O, dolaylı ipuçları yerine doğrudan iletişimi tercih eder.)

  1. The company offers a direct line for customer support.
    (Şirket, müşteri desteği için doğrudan hat sunar.)

  2. The athlete made a direct impact on the game.
    (Sporcu, oyuna doğrudan etki etti.)

  3. The teacher gave direct guidance to the students.
    (Öğretmen, öğrencilere doğrudan rehberlik yaptı.)

  4. He received a direct invitation to the party.
    (Partiye doğrudan davet aldı.)

  5. The company provides direct access to its online services.
    (Şirket, online hizmetlerine doğrudan erişim sağlar.)

  6. The film director made a direct reference to a classic movie.
    (Film yönetmeni, bir klasik filme doğrudan atıfta bulundu.)

  7. She gave a direct warning to her children.
    (Çocuklarına doğrudan bir uyarıda bulundu.)

  8. The company has a direct impact on the local economy.
    (Şirketin yerel ekonomi üzerinde doğrudan etkisi vardır.)

  9. The musician took a direct approach to his performance.
    (Müzisyen, performansında doğrudan bir yaklaşım benimsedi.)

Turkish:

  1. Ona projeyi Cuma gününe kadar bitirmesi için doğrudan talimat verdi.
  2. Şirket, müşterileriyle doğrudan ilişkisi vardır.
  3. Doğrudan ve dürüst yaklaşımıyla tanınır.
  4. New York’a doğrudan uçuş yaptık.
  5. Eleştirisiyle doğruca hedefi vurdu.
  6. Film yönetmeni, oyunculara doğrudan talimatlar verdi.
  7. Şirket, kapınıza doğrudan teslimat sunar.
  8. Sporcu, rakibine doğrudan saldırdı.
  9. Öğretmen, öğrencinin performansı hakkında doğrudan geri bildirim verdi.
  10. CEO’ya doğrudan bir hat bağlantısı var.
  11. Şirketin çevre üzerinde doğrudan etkisi vardır.
  12. Politikacı, seçmenlere doğrudan bir çağrı yaptı.
  13. Şirket, kaynaklarına doğrudan erişim sağlar.
  14. Soruya doğrudan bir cevap verdi.
  15. Sanatçı, resim yaparken doğrudan bir yaklaşım benimsedi.
  16. Şirket, müşterilerine doğrudan destek sunar.
  17. Şarkıcı, izleyicileriyle doğrudan bir bağlantısı vardı.
  18. Şirketin müşteri şikayetleri için doğrudan bir kanalı vardır.
  19. Yönetici, projenin başarıs

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.