Dillydally İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dillydally İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dillydally Kelimesinin Türkçe Anlamı:


Dillydally, vakit kaybetmek veya işi ağırdan almak anlamına gelen bir İngilizce fiildir.

Örnek Cümleler:

  1. Sarah is always dillydallying when it comes to getting ready in the morning. (Sarah sabahları hazırlanırken her zaman vakit kaybediyor.)
  2. Don’t dillydally, we need to catch the train in 10 minutes! (Vakit kaybetme, 10 dakika içinde trene yetişmemiz gerekiyor!)
  3. Jack was dillydallying so much that he missed his flight. (Jack çok vakit kaybettiği için uçağını kaçırdı.)
  4. You can’t afford to dillydally when it comes to making important decisions. (Önemli kararlar alırken vakit kaybedemezsin.)
  5. The kids were dillydallying on their way to school and ended up being late. (Çocuklar okula giderken vakit kaybettiler ve geç kaldılar.)
  6. If you dillydally, you’ll never finish your project on time. (Eğer vakit kaybedersen, projeni zamanında bitiremezsin.)
  7. Stop dillydallying and start cleaning your room! (Vakit kaybetmeyi bırak ve odanı temizlemeye başla!)
  8. My boss doesn’t tolerate employees who dillydally and waste company time. (Patronum şirketin zamanını boşa harcayan ve vakit kaybeden çalışanları hoş karşılamaz.)
  9. Jane always dillydallies at the grocery store, examining each item carefully. (Jane markette her zaman vakit kaybeder, her ürünü dikkatle inceler.)
  10. If you don’t want to dillydally, you should make a to-do list for the day. (Eğer vakit kaybetmek istemiyorsan, güne yapılacaklar listesi yapmalısın.)
  11. The hikers were dillydallying on the trail, enjoying the beautiful scenery. (Yürüyüşçüler patikada vakit kaybediyorlar, güzel manzarayı keyifle izliyorlar.)
  12. Don’t dillydally with your homework, or you’ll be up late tonight. (Ödevinle vakit kaybetme, yoksa bu gece geç kalacaksın.)
  13. Jim dillydallied when it came to asking his girlfriend to marry him, and she eventually moved on. (Jim kız arkadaşına evlenme teklif etmek konusunda vakit kaybetti ve sonunda başkasıyla ilişki yaşamaya başladı.)
  14. I hate it when people dillydally in line, holding up everyone behind them. (Hatıra kuyrukta vakit kaybeden ve arkalarındaki herkesi bekleten insanlardan hoşlanmam.)
  15. Don’t dillydally over dessert, we need to get going. (Tatlıya vakit kaybetme, gitmemiz gerekiyor.)
  16. John is always dillydallying in the morning, and that’s why he’s always late for work. (John sabahları hep vak

t kaybediyor ve bu yüzden işe her zaman geç kalıyor.)
17. I can’t stand it when my friends dillydally and make me late for appointments. (Arkadaşlarım vakit kaybedip beni randevulara geç kalmama neden olduklarında bunu kaldıramıyorum.)

  1. If you want to finish the project on time, you can’t dillydally on the small details. (Projeyi zamanında bitirmek istiyorsan, küçük ayrıntılarda vakit kaybedemezsin.)
  2. Mary was dillydallying in the park, enjoying the sunshine and the fresh air. (Mary parkta vakit kaybediyordu, güneş ışığının ve temiz havanın tadını çıkarıyordu.)
  3. Don’t dillydally, we need to leave in five minutes or we’ll be late. (Vakit kaybetme, beş dakika içinde ayrılmamız gerekiyor yoksa geç kalacağız.)

(Türkçe karşılıklar mavi renkle belirtilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.