Diligent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Diligent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Diligent Kelimesinin Türkçe Anlamı:

Diligent kelimesi Türkçe’de “çalışkan, gayretli, özenli” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She is a diligent student who always completes her assignments on time.

    (O, her zaman ödevlerini zamanında tamamlayan çalışkan bir öğrencidir.)

  2. He is a diligent worker who never misses a deadline.

    (O, asla bir teslim tarihini kaçırmayan özenli bir çalışandır.)

  3. The team’s success is due to their diligent efforts.

    (Takımın başarısı, özenli çabaları sayesinde gerçekleşti.)

  4. She has a diligent approach to her work, always striving for excellence.

    (O, işine özenli bir yaklaşım sergileyerek her zaman mükemmeliyeti hedefliyor.)

  5. The company’s success is a result of the diligent work of its employees.

    (Şirketin başarısı, çalışanlarının özenli çalışmalarının bir sonucudur.)

  6. He is known for his diligent attention to detail.

    (O, detaylara özenli dikkatiyle tanınıyor.)

  7. The diligent student received an A on her test.

    (Çalışkan öğrenci, sınavında A aldı.)

  8. The manager praised her team for their diligent work on the project.

    (Yönetici, takımını projedeki özenli çalışmalarından dolayı övdü.)

  9. He has a reputation for being a diligent and reliable employee.

    (O, özenli ve güvenilir bir çalışan olarak ün kazandı.)

  10. She is diligent in her pursuit of knowledge.

    (O, bilgiye olan ilgisinde özenli bir şekilde devam ediyor.)

  11. The lawyer was diligent in preparing for the trial.

    (Avukat, duruşmaya hazırlanmada özenliydi.)

  12. The team’s success was a result of their diligent planning.

    (Takımın başarısı, özenli planlamalarının bir sonucuydu.)

  13. The chef is known for his diligent use of fresh ingredients.

    (Şef, taze malzemelerin özenli kullanımıyla tanını

    r.)

  14. She is a diligent mother who always puts her children’s needs first.

    (O, her zaman çocuklarının ihtiyaçlarını öncelikli olarak düşünen özenli bir annedir.)

  15. The student’s diligence paid off when she received a scholarship.

    (Öğrencinin özenli çalışmaları, bir burs kazanmasıyla sonuçlandı.)

  16. He is diligent in his daily exercise routine.

    (O, günlük egzersiz rutininde özenlidir.)

  17. The artist’s success is a result of his diligent practice.

    (Sanatçının başarısı, özenli pratiklerinin bir sonucudur.)

  18. The student’s diligent note-taking helped her to excel in class.

    (Öğrencinin özenli not alma alışkanlığı, sınıfta başarılı olmasına yardımcı oldu.)

  19. The company’s diligent customer service helped to build a loyal customer base.

    (Şirketin özenli müşteri hizmetleri, sadık bir müşteri tabanı oluşturmaya yardımcı oldu.)

  20. She is a diligent saver, always putting money away for a rainy day.

    (O, her zaman yağmurlu bir gün için para biriktiren özenli bir tasarrufçudur.)

  21. The team’s diligence in following safety protocols prevented any accidents.

    (Takımın güvenlik protokollerine özenli şekilde uyması, herhangi bir kazayı önledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.