Diligent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Diligent Kelimesinin Türkçe Anlamı:
Diligent kelimesi Türkçe’de “çalışkan, gayretli, özenli” gibi anlamlara gelir.
Örnek Cümleler:
-
She is a diligent student who always completes her assignments on time.
(O, her zaman ödevlerini zamanında tamamlayan çalışkan bir öğrencidir.)
-
He is a diligent worker who never misses a deadline.
(O, asla bir teslim tarihini kaçırmayan özenli bir çalışandır.)
-
The team’s success is due to their diligent efforts.
(Takımın başarısı, özenli çabaları sayesinde gerçekleşti.)
-
She has a diligent approach to her work, always striving for excellence.
(O, işine özenli bir yaklaşım sergileyerek her zaman mükemmeliyeti hedefliyor.)
-
The company’s success is a result of the diligent work of its employees.
(Şirketin başarısı, çalışanlarının özenli çalışmalarının bir sonucudur.)
-
He is known for his diligent attention to detail.
(O, detaylara özenli dikkatiyle tanınıyor.)
-
The diligent student received an A on her test.
(Çalışkan öğrenci, sınavında A aldı.)
-
The manager praised her team for their diligent work on the project.
(Yönetici, takımını projedeki özenli çalışmalarından dolayı övdü.)
-
He has a reputation for being a diligent and reliable employee.
(O, özenli ve güvenilir bir çalışan olarak ün kazandı.)
-
She is diligent in her pursuit of knowledge.
(O, bilgiye olan ilgisinde özenli bir şekilde devam ediyor.)
-
The lawyer was diligent in preparing for the trial.
(Avukat, duruşmaya hazırlanmada özenliydi.)
-
The team’s success was a result of their diligent planning.
(Takımın başarısı, özenli planlamalarının bir sonucuydu.)
-
The chef is known for his diligent use of fresh ingredients.
(Şef, taze malzemelerin özenli kullanımıyla tanını
r.)
-
She is a diligent mother who always puts her children’s needs first.
(O, her zaman çocuklarının ihtiyaçlarını öncelikli olarak düşünen özenli bir annedir.)
-
The student’s diligence paid off when she received a scholarship.
(Öğrencinin özenli çalışmaları, bir burs kazanmasıyla sonuçlandı.)
-
He is diligent in his daily exercise routine.
(O, günlük egzersiz rutininde özenlidir.)
-
The artist’s success is a result of his diligent practice.
(Sanatçının başarısı, özenli pratiklerinin bir sonucudur.)
-
The student’s diligent note-taking helped her to excel in class.
(Öğrencinin özenli not alma alışkanlığı, sınıfta başarılı olmasına yardımcı oldu.)
-
The company’s diligent customer service helped to build a loyal customer base.
(Şirketin özenli müşteri hizmetleri, sadık bir müşteri tabanı oluşturmaya yardımcı oldu.)
-
She is a diligent saver, always putting money away for a rainy day.
(O, her zaman yağmurlu bir gün için para biriktiren özenli bir tasarrufçudur.)
-
The team’s diligence in following safety protocols prevented any accidents.
(Takımın güvenlik protokollerine özenli şekilde uyması, herhangi bir kazayı önledi.)
Hemen Yorum Yaz