Dictate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dictate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dictate

Dictate, “emir vermek” veya “dikte etmek” anlamına gelen bir fiildir. Bir kişiye ne yapması gerektiğini söylemek, bir komut vermek veya bir şeyi belirlemek için kullanılabilir.

Örnek cümleler:


1. My boss dictated a memo to me this morning. (Patronum bu sabah bana bir not dikte etti.)
2. The teacher dictated the spelling words to the students. (Öğretmen öğrencilere imla sözcüklerini dikte etti.)
3. The company CEO dictated new policies to the board. (Şirket CEO’su, yönetim kuruluna yeni politikaları dikte etti.)
4. The dictator ruled the country with an iron fist. (Diktatör ülkeyi demir yumrukla yönetti.)
5. I refuse to be dictated to by anyone. (Kimseye emir verilmeyeceğim.)
6. The coach dictated the game plan to the team. (Antrenör takıma oyun planını dikte etti.)
7. The king dictated a treaty to end the war. (Kral savaşı sona erdirmek için bir antlaşmayı dikte etti.)
8. My mother always dictates what I wear to family gatherings. (Annem aile toplantılarına ne giyeceğimi dikteler.)
9. The boss dictated that everyone work overtime this week. (Patron, herkesin bu hafta fazla mesai yapmasını dikte etti.)
10. The company’s dress code is dictated by HR. (Şirketin kıyafet kodu, İK tarafından dikte ediliyor.)
11. The coach dictated strict discipline to the team. (Antrenör takıma sıkı disiplini dikte etti.)
12. The teacher dictated the terms of the test to the class. (Öğretmen sınıfa testin koşullarını dikte etti.)
13. The dictator’s regime was known for its brutality. (Diktatör rejimi, acımasızlığıyla tanınıyordu.)
14. The committee dictated changes to the proposal. (Komite öneriye değişiklikler dikte etti.)
15. The manager dictated a memo to all employees. (Yönetici tüm çalışanlara bir not dikte etti.)
16. The government dictates the terms of the contract. (Hükümet sözleşmenin koşullarını dikte eder.)
17. My parents used to dictate what time I had to be home. (Eskiden ailem eve ne zaman gelmem gerektiğini dikte ederdi.)
18. The coach dictates the team’s strategy during games. (Antrenör maç sırasında takımın stratejisini dikte eder.)
19. The dictator’s speech was broadcast across the country. (Diktatörün konuşması ülke genelinde yayınlandı.)
20. The CEO dictated a new vision for the company’s future. (CEO şirketin geleceği için yeni bir vizyonu dikte etti.)

Türkçe Karşılıkları:


1. Patronum bu sabah bana bir not dikte etti.
2. Öğretmen öğrencilere imla sözcüklerini dikte etti.
3. Şirket CEO’su, yönetim kuruluna yeni politikaları dikte etti.
4. Diktatör ülkeyi demir yumrukla yönetti.
5. Kimseye emir verilmeyeceğim.
6. Antrenör takıma oyun planını dikte etti.
7. Kral savaşı sona erdirmek için bir antlaşmayı dikte etti.
8. Annem aile toplantılarına ne giyeceğimi dikteler.
9. Patron, herkesin bu hafta fazla mesai yapmasını dikte etti.
10. Şirketin kıyafet kodu, İK tarafından dikte ediliyor.
11. Antrenör takıma sıkı disiplini dikte etti.
12. Öğretmen sınıfa testin koşullarını dikte etti.
13. Diktatör rejimi, acımasızlığıyla tanınıyordu.
14. Komite öneriye değişiklikler dikte etti.
15. Yönetici tüm çalışanlara bir not dikte etti.
16. Hükümet sözleşmenin koşullarını dikte eder.
17. Eskiden ailem eve ne zaman gelmem gerektiğini dikte ederdi.
18. Antrenör maç sırasında takımın stratejisini dikte eder.
19. Diktatörün konuşması ülke genelinde yayınlandı.
20. CEO şirketin geleceği için yeni bir vizyonu dikte etti.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.