Deprive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deprive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deprive İle İlgili Cümleler

Deprive kelimesi Türkçe’de “mahrum etmek” anlamına gelir. Bu kelime bir şeyin veya birinin sahip olduğu bir şeyin alınması ya da ondan mahrum bırakılması anlamında kullanılır.

  1. My parents deprived me of sweets when I was a child. (Ebeveynlerim ben çocukken şekerleri elimden aldılar.)
  2. The storm deprived us of electricity for three days. (Fırtına bizi üç gün elektriksiz bıraktı.)
  3. She felt deprived when she couldn’t attend the concert. (Konsere katılamadığı için kendini mahrum hissetti.)
  4. The pandemic deprived us of the opportunity to travel. (Pandemi bize seyahat etme fırsatını mahrum etti.)
  5. The economic crisis deprived many families of their homes. (Ekonomik kriz birçok aileyi evlerinden mahrum bıraktı.)
  6. The new law will deprive citizens of their right to free speech. (Yeni yasa vatandaşların ifade özgürlüğünden mahrum kalmalarına neden olacak.)
  7. The prisoner was deprived of food and water as punishment. (Mahkum ceza olarak yiyecek ve suyundan mahrum bırakıldı.)
  8. The cold weather deprived us of the chance to have a picnic. (Soğuk hava piknik yapma şansımızı elimizden aldı.)
  9. The company’s bankruptcy deprived many employees of their jobs. (Şirketin iflası birçok çalışanın işlerini kaybetmelerine neden oldu.)
  10. The teacher deprived the student of recess for misbehaving. (Öğrencinin kötü davranışlarından dolayı öğretmen oyun saati hakkını elinden aldı.)
  11. The illness deprived him of the ability to walk. (Hastalık onun yürüme kabiliyetini elinden aldı.)
  12. The war deprived the country of its natural resources. (Savaş ülkenin doğal kaynaklarından mahrum kalmasına neden oldu.)
  13. The accident deprived him of his sight. (Kaza onun görme yetisini elinden aldı.)
  14. Poverty deprives many children of education. (Fakirlik birçok çocuğun eğitiminden mahrum kalmasına neden olur.)
  15. The change in schedule deprived him of his sleep. (Programdaki değişiklik uyku düzenini bozdu.)
  16. The new job opportunity deprived her of her free time. (Yeni iş fırsatı onun boş zamanlarını elinden aldı.)
  17. The cancellation of the flight deprived us of our vacation plans. (Uçuşun iptali tatil planlarımızı suya düşürdü.)
  18. The injury deprived the athlete of the chance to compete. (Sakatlık sporcu için yarışma şansını elinden aldı.)
  19. The landlord deprived the tenant of their right to privacy. (Ev sahibi kiracının mahremiyet hakkını ihlal etti.)
  20. The teacher’s strict rules deprived the students of their creativity. (Ö

ğretmenin sıkı kuralları öğrencilerin yaratıcılıklarından mahrum kalmalarına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.