Depravity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Depravity
Depravity, ahlaksızlık, kötülük, bozulma, aşağılık davranışlar sergileme gibi anlamlara gelir.
- His depravity knew no bounds. (Onun ahlaksızlığı sınır tanımazdı.)
- The novel is a study of human depravity. (Roman insan ahlaksızlığının bir çalışmasıdır.)
- She was disgusted by the depravity of the nightclub scene. (Gece kulübü sahnesinin ahlaksızlığından tiksinmişti.)
- The depravity of the crime shocked the community. (Suçun ahlaksızlığı toplumu şok etti.)
- The film depicts the depravity of war. (Film savaşın ahlaksızlığını tasvir ediyor.)
- He fell into a life of depravity after losing his job. (İşini kaybettikten sonra ahlaksız bir yaşama düştü.)
- The depravity of his behavior was appalling. (Davranışlarının ahlaksızlığı dehşet vericiydi.)
- She was a victim of the depravity of the legal system. (O, yasal sistemdeki ahlaksızlığın kurbanıydı.)
- The depravity of some politicians is well-known. (Bazı siyasetçilerin ahlaksızlığı iyi bilinir.)
- He was shocked by the depravity of his own thoughts. (Kendi düşüncelerinin ahlaksızlığından şok oldu.)
- The depravity of the city’s underbelly was exposed. (Şehrin gölgesindeki ahlaksızlık açığa çıktı.)
- The film was criticized for its depravity and violence. (Film, ahlaksızlığı ve şiddeti nedeniyle eleştirildi.)
- His depravity was a result of his troubled childhood. (Ahlaksızlığı, sorunlu çocukluğunun bir sonucuydu.)
- The depravity of the dictator’s regime was well-documented. (Diktatör rejiminin ahlaksızlığı iyi belgelenmişti.)
- The depravity of drug addiction is often overlooked. (Uyuşturucu bağımlılığının ahlaksızlığı sıklıkla göz ardı edilir.)
- She was appalled by the depravity of the online community. (Online topluluğun ahlaksızlığından dehşete düşmüştü.)
- The book explores the depravity of human nature. (Kitap, insan doğasının ahlaksızlığını keşfediyor.)
- He was disgusted by the depravity of the pornography industry. (Pornografi endüstrisinin ahlaksızlığından tiksindi.)
- The depravity of the serial killer was shocking. (Serinin katilinin ahlaksızlığı şok ediciydi.)
- The novel’s depiction of depravity caused controversy. (Romanın ahlaksızlığı tasvir etmesi tartışmalara neden oldu.)
- The depravity of the slave trade is a dark chapter in history. (Köle ticaretinin ahlaksızlığı tarihin karanlık bir bölümüdür.)
- He was drawn into a life of depravity by his addiction to gambling. (Kumar bağımlılığı onu ahlaksız bir yaşama çekti.)
- The depravity of the cult’s rituals was disturbing. (Kültün törenlerinin ahlaksızlığı rahatsız ediciydi.)
- The depravity of the corrupt officials was exposed by the investigation. (Yolsuz yetkililerin ahlaksızlığı soruşturma tarafından ortaya çıkarıldı.)
- The novel’s main character descends into depravity throughout the story. (Romanın ana karakteri hikaye boyunca ahlaksızlığa sürüklenir.)
- The depravity of the character’s actions made it hard to sympathize with them. (Karakterin eylemlerinin ahlaksızlığı onlarla sempati kurmayı zorlaştırdı.)
- The depravity of the war’s aftermath was devastating. (Savaşın sonrasındaki ahlaksızlık yıkıcıydı.)
- The depravity of the villain’s motives made them all the more menacing. (Kötünün amaçlarındaki ahlaksızlık onları daha da tehdit edici yaptı.)
- The depravity of the murderer’s mind was explored in the psychological thriller. (Katilin zihnindeki ahlaksızlık psikolojik gerilimde incelendi.)
- The depravity of the society’s values was exposed by the protagonist’s rebellion. (Protagonistin isyanı toplumun değerlerinin ahlaksızlığını ortaya çıkardı.)
Hemen Yorum Yaz