Depravity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Depravity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Depravity

Depravity, ahlaksızlık, kötülük, bozulma, aşağılık davranışlar sergileme gibi anlamlara gelir.

  1. His depravity knew no bounds. (Onun ahlaksızlığı sınır tanımazdı.)
  2. The novel is a study of human depravity. (Roman insan ahlaksızlığının bir çalışmasıdır.)
  3. She was disgusted by the depravity of the nightclub scene. (Gece kulübü sahnesinin ahlaksızlığından tiksinmişti.)
  4. The depravity of the crime shocked the community. (Suçun ahlaksızlığı toplumu şok etti.)
  5. The film depicts the depravity of war. (Film savaşın ahlaksızlığını tasvir ediyor.)
  6. He fell into a life of depravity after losing his job. (İşini kaybettikten sonra ahlaksız bir yaşama düştü.)
  7. The depravity of his behavior was appalling. (Davranışlarının ahlaksızlığı dehşet vericiydi.)
  8. She was a victim of the depravity of the legal system. (O, yasal sistemdeki ahlaksızlığın kurbanıydı.)
  9. The depravity of some politicians is well-known. (Bazı siyasetçilerin ahlaksızlığı iyi bilinir.)
  10. He was shocked by the depravity of his own thoughts. (Kendi düşüncelerinin ahlaksızlığından şok oldu.)
  11. The depravity of the city’s underbelly was exposed. (Şehrin gölgesindeki ahlaksızlık açığa çıktı.)
  12. The film was criticized for its depravity and violence. (Film, ahlaksızlığı ve şiddeti nedeniyle eleştirildi.)
  13. His depravity was a result of his troubled childhood. (Ahlaksızlığı, sorunlu çocukluğunun bir sonucuydu.)
  14. The depravity of the dictator’s regime was well-documented. (Diktatör rejiminin ahlaksızlığı iyi belgelenmişti.)
  15. The depravity of drug addiction is often overlooked. (Uyuşturucu bağımlılığının ahlaksızlığı sıklıkla göz ardı edilir.)
  16. She was appalled by the depravity of the online community. (Online topluluğun ahlaksızlığından dehşete düşmüştü.)
  17. The book explores the depravity of human nature. (Kitap, insan doğasının ahlaksızlığını keşfediyor.)
  18. He was disgusted by the depravity of the pornography industry. (Pornografi endüstrisinin ahlaksızlığından tiksindi.)
  19. The depravity of the serial killer was shocking. (Serinin katilinin ahlaksızlığı şok ediciydi.)
  20. The novel’s depiction of depravity caused controversy. (Romanın ahlaksızlığı tasvir etmesi tartışmalara neden oldu.)
  1. The depravity of the slave trade is a dark chapter in history. (Köle ticaretinin ahlaksızlığı tarihin karanlık bir bölümüdür.)
  2. He was drawn into a life of depravity by his addiction to gambling. (Kumar bağımlılığı onu ahlaksız bir yaşama çekti.)
  3. The depravity of the cult’s rituals was disturbing. (Kültün törenlerinin ahlaksızlığı rahatsız ediciydi.)
  4. The depravity of the corrupt officials was exposed by the investigation. (Yolsuz yetkililerin ahlaksızlığı soruşturma tarafından ortaya çıkarıldı.)
  5. The novel’s main character descends into depravity throughout the story. (Romanın ana karakteri hikaye boyunca ahlaksızlığa sürüklenir.)
  6. The depravity of the character’s actions made it hard to sympathize with them. (Karakterin eylemlerinin ahlaksızlığı onlarla sempati kurmayı zorlaştırdı.)
  7. The depravity of the war’s aftermath was devastating. (Savaşın sonrasındaki ahlaksızlık yıkıcıydı.)
  8. The depravity of the villain’s motives made them all the more menacing. (Kötünün amaçlarındaki ahlaksızlık onları daha da tehdit edici yaptı.)
  9. The depravity of the murderer’s mind was explored in the psychological thriller. (Katilin zihnindeki ahlaksızlık psikolojik gerilimde incelendi.)
  10. The depravity of the society’s values was exposed by the protagonist’s rebellion. (Protagonistin isyanı toplumun değerlerinin ahlaksızlığını ortaya çıkardı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.