Deplore İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deplore İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deplore kelimesinin Türkçe anlamı: Üzülmek, hayıflanmak, acımak, üzüntü duymak

  1. I deplore the fact that so many people are suffering from poverty. (Ben, yoksulluktan muzdarip olan insanların sayısını üzülerek kabul ediyorum.)
  2. She deplored her son’s decision to drop out of college. (O, oğlunun üniversiteyi bırakma kararını hayıflandı.)
  3. The community deplored the loss of a beloved teacher. (Topluluk, sevilen bir öğretmenin kaybını acıdı.)
  4. He deplored the lack of support for the arts in his city. (O, şehrinde sanata destek eksikliğini acıdı.)
  5. The politician deplored the rise of hate speech in society. (Politikacı, toplumda nefret söyleminin artışını üzüntüyle karşıladı.)
  6. We deplore the violence that occurred during the protests. (Biz, protestolar sırasında meydana gelen şiddeti kınıyoruz.)
  7. She deplored her own behavior at the party last night. (O, dün gece partiye kendi davranışından üzüntü duydu.)
  8. The team deplored their loss in the championship game. (Takım, şampiyonluk maçındaki yenilgilerine üzüntüyle karşıladı.)
  9. He deplored the pollution of the river by factories. (O, fabrikalar tarafından nehre yapılan kirliliği acıdı.)
  10. The singer deplored the use of her music in a commercial without her permission. (Şarkıcı, müziğinin izni olmadan bir reklamda kullanılmasını kınadı.)
  11. We deplore the lack of action by our government to address climate change. (Biz, hükümetimizin iklim değişikliği ile ilgili konuda eylem eksikliğini kınıyoruz.)
  12. She deplored the way her colleague was treated by their boss. (O, meslektaşının patronları tarafından nasıl muamele edildiğini üzüntüyle karşıladı.)
  13. The professor deplored the decline in critical thinking skills among students. (Profesör, öğrenciler arasındaki eleştirel düşünme becerilerindeki düşüşü acıdı.)
  14. He deplored the rise of fake news and misinformation in the media. (O, medyada sahte haberlerin ve yanlış bilginin artışını hayıflandı.)
  15. The parents deplored the violence in their child’s school. (Ebeveynler, çocuklarının okulundaki şiddeti üzüntüyle karşıladı.)
  16. She deplored the lack of diversity in the workplace. (O, işyerinde çeşitlilik eksikliğini hayıflandı.)
  17. The residents deplored the construction of a new highway that would destroy a local park. (Sakinler, yerel bir parkı yok edecek olan yeni

bir otoyolun inşasını üzüntüyle karşıladı.)
18. He deplored the loss of civil liberties under the authoritarian regime. (O, otoriter rejim altında sivil özgürlüklerin kaybını acıdı.)

  1. The teacher deplored the lack of funding for education in the country. (Öğretmen, ülkedeki eğitim için fon eksikliğini üzüntüyle karşıladı.)
  2. She deplored the fact that animals were being mistreated in circuses. (O, hayvanların sirklere kötü davranıldığı gerçeğini hayıflandı.)

Bu örnek cümlelerde “deplore” kelimesi üzüntü, acıma veya hayıflanma ifade etmek için kullanılmıştır. Bu cümleler, kelimenin farklı bağlamlarında kullanılabilecek çeşitli durumları ve hisleri yansıtmaktadır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.