Defection İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Defection İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Defection (Düşman saflarına geçme)

Defection, bir kişinin ya da bir grubun, örgüt ya da devletin saflarından ayrılıp, düşman tarafına geçmesi anlamına gelir.

  1. The soldier’s defection to the enemy side was a severe blow to the morale of his former comrades. (Askerin düşman tarafına geçişi, eski arkadaşlarının moraline ağır darbe vurdu.)
  2. The politician’s defection to the opposition party surprised many of his supporters. (Politikacının muhalefet partisine geçişi, destekçilerinin birçoğunu şaşırttı.)
  3. The spy’s defection provided valuable information to the enemy. (Casusun düşmana geçişi, değerli bilgi sağladı.)
  4. His defection was seen as an act of betrayal by his former colleagues. (Onun geçişi, eski meslektaşları tarafından bir ihanet eylemi olarak görüldü.)
  5. The defector was given asylum in the foreign country. (Defektör, yabancı ülkede iltica hakkı kazandı.)
  6. Defection is a serious offense in many countries. (Düşman saflarına geçme, birçok ülkede ciddi bir suçtur.)
  7. The defector was interrogated extensively by intelligence agents. (Defektör, istihbarat ajanları tarafından yoğun bir şekilde sorgulandı.)
  8. The athlete’s defection to a rival team caused controversy in the sports world. (Sporcu, rakip takıma geçişi spor dünyasında tartışmalara neden oldu.)
  9. Defection is often driven by a desire for personal gain or a disillusionment with one’s current situation. (Düşman saflarına geçme, genellikle kişisel kazanç ya da mevcut durumda hayal kırıklığı yaratması nedeniyle gerçekleşir.)
  10. The defector’s family was targeted by his former associates as retaliation for his actions. (Defektörün ailesi, eylemleri nedeniyle eski ortakları tarafından hedef alındı.)
  11. The defector’s revelations about the enemy’s plans proved to be accurate. (Defektörün düşmanın planları hakkındaki açıklamaları doğru çıktı.)
  12. The defector was provided with a new identity and moved to a safe location. (Defektöre yeni bir kimlik verildi ve güvenli bir yere taşındı.)
  13. The defector’s motivations for switching sides were unclear. (Defektörün taraf değiştirme motivasyonları belirsizdi.)
  14. The defector’s actions were praised by some as a brave act of conscience. (Defektörün eylemleri, bazıları tarafından cesur bir vicdan eylemi olarak övüldü.)
  15. The defector’s story was made into a bestselling book and later a movie. (Defektörün hikayesi en çok satan bir kitap haline getirildi ve daha sonra bir filme uyarlandı.)
  16. The defector’s family was relocated to a new country to ensure their safety. (Defektörün ailes

, güvenliklerini sağlamak için yeni bir ülkeye yerleştirildi.)
17. The defector’s information led to the capture of several high-ranking enemy officials. (Defektörün bilgileri, birkaç yüksek rütbeli düşman yetkilinin yakalanmasına yol açtı.)

  1. The defector’s actions were condemned by his former country as an act of treason. (Defektörün eylemleri, eski ülkesi tarafından bir ihanet eylemi olarak kınandı.)
  2. The defector’s decision to switch sides was influenced by his personal beliefs and values. (Defektörün taraf değiştirme kararı, kişisel inançları ve değerleri tarafından etkilendi.)
  3. The defector’s story inspired many others to speak out against injustices in their own countries. (Defektörün hikayesi, birçok kişiyi kendi ülkelerindeki haksızlıklara karşı konuşmaya teşvik etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.