Decelerate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Decelerate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Decelerate Nedir?

Decelerate, bir aracın ya da nesnenin hızını azaltmak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. Decelerate the car before you reach the intersection. (Kavşağa gelmeden önce arabayı yavaşlatın.)
2. He began to decelerate as he approached the red light. (Kırmızı ışığa yaklaştıkça hızını azaltmaya başladı.)
3. It’s important to decelerate when driving on icy roads. (Buzlu yollarda araba kullanırken hızını azaltmak önemlidir.)
4. The rollercoaster began to decelerate as it reached the end of the ride. (Rollercoaster’in sürüşünün sonuna geldiğinde hızı azalmaya başladı.)
5. The pilot had to decelerate quickly to avoid a collision. (Pilot, çarpışmayı önlemek için hızı hızlı bir şekilde azaltmak zorunda kaldı.)
6. The train began to decelerate as it approached the station. (Tren istasyona yaklaştıkça hızı azalmaya başladı.)
7. It’s important to decelerate when taking a sharp turn. (Keskin bir viraj alırken hızını azaltmak önemlidir.)
8. The car began to decelerate as it drove up the hill. (Araba tepeye çıkarken hızı azalmaya başladı.)
9. The plane had to decelerate quickly upon landing. (Uçak, iniş yaparken hızlı bir şekilde azaltmak zorunda kaldı.)
10. The car’s brakes were used to decelerate the vehicle. (Arabanın frenleri, aracın hızını azaltmak için kullanıldı.)
11. The cyclist began to decelerate

as he approached the pedestrian crossing. (Yaya geçidine yaklaştıkça bisikletçi hızını azaltmaya başladı.)
12. The boat had to decelerate as it entered the harbor. (Gemi, limana girdiğinde hızını azaltmak zorunda kaldı.)

13. The driver had to decelerate to avoid hitting the animal on the road. (Sürücü, yolda hayvana çarpmamak için hızını azaltmak zorunda kaldı.)
14. The athlete had to decelerate as he approached the finish line. (Sporcu, finiş çizgisine yaklaştıkça hızını azaltmak zorunda kaldı.)
15. The elevator began to decelerate as it reached the desired floor. (Asansör, istenilen kata geldiğinde hızı azalmaya başladı.)
16. The speedboat had to decelerate as it entered the no-wake zone. (Hız teknesi, yavaş bölgelerin bulunduğu alana girdiğinde hızını azaltmak zorunda kaldı.)
17. The car’s engine began to decelerate as it ran out of gas. (Arabanın motoru benzin bittiği için hızı azalmaya başladı.)
18. The skier had to decelerate to avoid hitting the tree. (Kayakçı, ağaca çarpmamak için hızını azaltmak zorunda kaldı.)
19. The truck had to decelerate to safely navigate the curve. (Kamyon, virajı güvenli bir şekilde almak için hızını azaltmak zorunda kaldı.)
20. The roller skater had to decelerate to avoid colliding with another skater. (Roller patenci, başka bir patenciyle çarpışmamak için hızını azaltmak zorunda kaldı.)

Türkçe Karşılıklar:

1. Arabayı kavşağa gelmeden önce yavaş