Dawdler İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dawdler İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dawdler Nedir?

Dawdler, Türkçe’de “gevşek, geciken, boş gezen” gibi anlamlara gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılır. Dawdler, bir işi sürekli olarak erteleyen, yavaş hareket eden ve zamanı boşa harcayan bir kişiyi ifade eder.

Dawdler İle İlgili Örnek Cümleler

  1. I hate working with a dawdler. (Bir gevşekle çalışmaktan nefret ederim.)
  2. He’s such a dawdler; he always takes forever to get ready. (O bir gecikici, hazırlanmak için her zaman sonsuz bir zaman harcıyor.)
  3. Stop being a dawdler and get to work! (Bir boş gezen olmayı bırak ve işine odaklan!)
  4. The dawdler finally showed up an hour late. (Geciken adam bir saat sonra sonunda geldi.)
  5. She’s such a dawdler, she can’t even finish a simple task on time. (O bir gevşek, basit bir görevi bile zamanında tamamlayamaz.)
  6. I can’t stand waiting for a dawdler to show up. (Bir gecikiciyi beklemekten hoşlanmıyorum.)
  7. His dawdling attitude is really starting to irritate me. (Onun gevşek tutumu beni gerçekten rahatsız etmeye başladı.)
  8. Don’t be a dawdler, we have a deadline to meet. (Bir boş gezen olma, karşılamamız gereken bir süremiz var.)
  9. The dawdler always ends up missing out on the good opportunities. (Gevşek her zaman iyi fırsatları kaçırır.)
  10. She’s such a dawdler that she missed the entire first act of the play. (O kadar boş gezen ki, oyunun tüm birinci perdesini kaçırdı.)
  11. The dawdler cost us valuable time on the project. (Gecikici projede bize değerli zaman kaybettirdi.)
  12. I wish he would stop being such a dawdler and just make a decision. (O bir boş gezen olmayı bırakıp sadece bir karar verseydi keşke.)
  13. The dawdler’s procrastination caused us to miss the deadline. (Gecikicinin ertelemesi, süreyi kaçırmamıza neden oldu.)
  14. She’s a dawdler who never seems to take anything seriously. (O, hiçbir şeyi ciddiye almayan bir gevşek gibi görünüyor.)
  15. The dawdler always arrives late and holds up the whole group. (Gevşek her zaman geç gelir ve tüm grubu bekletir.)
  16. I can’t work with a dawdler, it’s just too frustrating. (Bir boş gezenle çalışamam, çok sinir bozucu.)
  17. The dawdler’s lack of urgency is driving me crazy. (Gecikicinin acelesiz

tutumu beni delirtiyor.)
18. His dawdling is causing us to fall behind schedule. (Onun gevşekliği, bizi takvime göre geriye düşürüyor.)

  1. I can’t stand when a dawdler wastes my time. (Bir boş gezenin zamanımı boşa harcamasından hoşlanmıyorum.)
  2. The dawdler’s laziness is going to cost us the project. (Gevşekliği, projeyi kaybetmemize neden olacak.)

Bu örnek cümlelerde, “dawdler” kelimesi insanların davranışlarına ve tutumlarına atıfta bulunarak kullanılmıştır. Bu kelime, bir işi yavaşlatan, sürekli erteleyen, zamanı boşa harcayan, acelesiz ve işi ciddiye almayan bir kişiyi ifade eder.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.