Daub İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Daub İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

DAUB

Türkçe anlamı: sıvı maddeyle kirletmek veya boyamak

1. The children daubed paint all over the walls. (Çocuklar duvarları boyayla kirlettiler.)
2. She daubed a little blush on her cheeks. (Yanaklarına azıcık allık sürdü.)
3. The artist daubed a stroke of red paint on the canvas. (Sanatçı tuvale bir kırmızı boya darbesi attı.)
4. The kids daubed mud on each other. (Çocuklar birbirlerine çamur sürdüler.)
5. The worker daubed the cement mixture on the wall. (İşçi, çimento karışımını duvara sürdü.)
6. The painter daubed the walls with a roller. (Boyacı duvarları bir rulo ile boyadı.)
7. She daubed some ointment on her wound. (Yarasına biraz merhem sürdü.)
8. The artist daubed colors to create a beautiful painting. (Sanatçı güzel bir resim oluşturmak için renkler sürdü.)
9. The children daubed their faces with face paint. (Çocuklar yüzlerini yüz boyasıyla boyadılar.)
10. The artist daubed the canvas with thick layers of paint. (Sanatçı tuvale kalın tabakalar halinde boya sürdü.)
11. She daubed some cream on her hands. (Ellerine biraz krem sürdü.)
12. The builders daubed mortar on the bricks. (İnşaatçılar tuğlalara harç sürdüler.)
13. The children daubed finger paint all over the paper. (Çocuklar parmak boyasıyla kağıda kirlettiler.)
14. The artist daubed the canvas with light strokes of paint. (Sanatçı tuvale hafif darbelerle boya sürdü.)
15. The workers daubed the walls with stucco. (İşçiler duvarları sıvayla boyadılar.)
16. The kids daubed each other with chocolate sauce. (Çocuklar birbirlerine çikolata sosu sürdüler.)
17. The artist daubed the canvas with a palette knife. (Sanatçı tuvale palet bıçağıyla boya sürdü.)
18. She daubed some glue on the paper. (Kağıda biraz yapıştırıcı sürdü.)
19. The decorator daubed the walls with a sponge to create a textured effect. (Dekoratör, dokulu bir etki oluşturmak için duvarları süngerle boyadı.)
20. The children daubed each other with shaving cream. (Çocuklar birbirlerine tıraş kremi sürdüler.)

Additional sentences with DAUB:

21. The artist daubed a mixture of colors to create a unique shade. (Sanatçı benzersiz bir ton oluşturmak için renklerin karışımını sürdü.)
22. The kids daubed their hands with glitter paint. (Çocuklar ellerine simli boya sürdüler.)
23. She daubed some honey on her toast. (Tostuna biraz bal sürdü.)
24. The decorator daubed the ceiling with a paintbrush. (Dekoratör, tavanı fırça ile boyadı.)
25. The artist daubed the canvas with a bold stroke of black paint. (Sanatçı tuvale cesur bir siyah boya darbesi attı.)
26. The children daubed each other with watercolor paint. (Çocuklar birbirlerine suluboya sürdüler.)
27. She daubed some perfume on her wrists. (Bileklerine biraz parfüm sürdü.)
28. The builder daubed the bricks with cement mortar. (İnşaatçı, tuğlalara çimento harcı sürdü.)
29. The artist daubed the canvas with thin layers of paint to create a subtle effect. (Sanatçı, ince tabakalar halinde boya sürerek hafif bir etki oluşturdu.)
30. The kids daubed each other with whipped cream. (Çocuklar birbirlerine çırpılmış krema sürdüler.)
31. She daubed some lip gloss on her lips. (Dudaklarına biraz dudak parlatıcısı sürdü.)
32. The artist daubed the canvas with a palette of warm colors. (Sanatçı, sıcak renkler paletiyle tuvale boya sürdü.)
33. The children daubed each other with paint-filled balloons. (Çocuklar dolu boya balonlarıyla birbirlerine sürdüler.)
34. She daubed some lotion on her dry skin. (Kuru cildine biraz losyon sürdü.)
35. The decorator daubed the walls with a patterned roller. (Dekoratör, desenli bir rulo ile duvarları boyadı.)
36. The artist daubed the canvas with broad brush strokes to create a dramatic effect. (Sanatçı, geniş fırça darbeleriyle dramatik bir etki oluşturmak için tuvale boya sürdü.)
37. The kids daubed each other with temporary tattoos. (Çocuklar birbirlerine geçici dövmeler sürdüler.)
38. She daubed some eye shadow on her eyelids. (Göz kapaklarına biraz far sürdü.)
39. The builder daubed the walls with plaster. (İnşaatçı duvarları alçı ile boyadı.)
40. The artist daubed the canvas with a mixture of oil and watercolor paint to create a unique texture. (Sanatçı, benzersiz bir dokuya sahip oluşturmak için yağ ve suluboya karışımı ile tuvale boya sürdü.)