Dainty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Dainty
Dainty, zarif, narin, küçük ve şık anlamlarına gelir.
- She wore a dainty necklace with her elegant dress. (Zarif elbisesiyle şık bir kolye takmıştı.)
- The tea set had a dainty floral pattern on it. (Çay seti üzerinde narin çiçek desenleri vardı.)
- She took dainty bites of the fancy dessert. (O, şık tatlıdan narin lokmalar aldı.)
- The ballerina danced with dainty movements across the stage. (Balerin, sahne boyunca zarif hareketlerle dans etti.)
- The little girl wore a dainty bow in her hair. (Küçük kızın saçında narin bir fiyonk vardı.)
- The restaurant served dainty appetizers before the main course. (Restoran, ana yemekten önce narin atıştırmalıklar servis etti.)
- She had a dainty figure, which made her look fragile. (Narin bir fiziği vardı, bu onu kırılgan gösteriyordu.)
- The dainty china teacups were too delicate to use every day. (Narin Çin çay fincanları her gün kullanıma uygun değildi.)
- The bride wore dainty white flowers in her hair. (Gelin, saçında narin beyaz çiçekler takmıştı.)
- The pastry chef created dainty pastries that looked like works of art. (Pastacı, sanat eseri gibi görünen narin pastalar yarattı.)
- The kitten had dainty paws with tiny claws. (Kedi yavrusunun küçük pençeleri ve tırnakları vardı.)
- She had a dainty voice that was soft and gentle. (Onun sesi yumuşak ve nazik olan narin bir sese sahipti.)
- The ballerina wore dainty ballet slippers on her feet. (Balerin, ayaklarında narin bale terlikleri giydi.)
- The restaurant served dainty sandwiches with crusts cut off. (Restoran, kabukları kesilmiş narin sandviçler servis etti.)
- She picked dainty wildflowers and arranged them in a vase. (O, narin yabani çiçekleri topladı ve bir vazoda düzenledi.)
- The little girl had a dainty tea party with her dolls. (Küçük kız, bebekleriyle narin bir çay partisi yaptı.)
- The jewelry store had a selection of dainty bracelets and earrings. (Mücevher dükkanı, narin bilezikler ve küpeler seçkisi bulunduruyordu.)
- The dainty lace curtains let in a soft light. (Narin dantelli perdeler yumuşak bir ışık içeri alıyordu.)
- The fairy had dainty wings that shimmered in the sunlight. (Peri, güneş ışığında parlayan narin kanatlara sahipti.)
- The wedding cake had dainty sugar flowers and intricate details. (Düğün pastası, narin şeker çiçek
leri ve karmaşık detayları olan bir pastaydı.)
Hemen Yorum Yaz