Cross İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cross İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cross ile İlgili Cümleler

Cross: Çarpışmak, kesişmek, geçmek, geçiş yapmak anlamlarına gelir.

Örnek cümleler:

1. The two cars crossed paths at the intersection. (İki araç kavşakta yolları kesişti.)
2. I always make the sign of the cross when I pass by the church. (Kilisenin yanından geçerken her zaman haç işareti yaparım.)
3. The marathon runners crossed the finish line together. (Maraton koşucuları birlikte finiş çizgisini geçtiler.)
4. The bridge crosses over the river. (Köprü nehrin üzerinden geçer.)
5. The two roads cross each other at the roundabout. (İki yol yuvarlak çemberde birbirini keser.)
6. He crossed his arms in front of his chest. (Kollarını göğsünün önünde kavuşturdu.)
7. The ship will cross the Atlantic Ocean in five days. (Gemisi beş günde Atlas Okyanusu’nu geçecek.)
8. The teacher asked the student to cross out the incorrect answer. (Öğretmen öğrenciden yanlış cevabı çizmesini istedi.)
9. The hiker crossed the narrow bridge over the canyon. (Yürüyüşçü, kanyonun üzerindeki dar köprüyü geçti.)
10. The cat crossed the street to get to the other side. (Kedi diğer tarafa geçmek için yolu geçti.)
11. The basketball player crossed over the defender and scored a layup. (Basketbolcu savunmacının üzerinden geçti ve layup sayısı attı.)
12. The red and blue lines cross at this station. (Kırmızı ve mavi hatlar bu istasyonda kesişir.)
13. She crossed her legs while sitting on the couch. (Koltukta otururken bacaklarını çaprazladı.)
14. The train crosses through the mountain tunnel. (Tren dağ tünelinden geçer.)
15. The boxer crossed his opponent with a left hook. (Boksör sol kancayla rakibinin üzerinden geçti.)
16. The bus driver told the passengers to cross to the other side of the street. (

17. The company is looking to cross into new markets. (Şirket yeni pazarlara girmeyi planlıyor.)
18. The priest crossed himself before entering the church. (Papaz kiliseye girmeden önce kendisine haç işareti yaptı.)
19. The plane crossed over the mountains and descended into the valley. (Uçak dağların üzerinden geçti ve vadide alçaldı.)
20. She crossed the finish line first in the swimming race. (Yüzme yarışında ilk olarak finiş çizgisini geçti.)

Türkçe karşılıkları:

1. kesişmek
2. haç işareti yapmak
3. finiş çizgisini geçmek
4. geçmek
5. birbirini kesmek
6. kollarını kavuşturmak
7. geçmek
8. çizmek
9. geçmek
10. yolun karşısına geçmek
11. savunmanın üzerinden geçmek
12. kesişmek
13. bacaklarını çaprazlamak
14. geçmek
15. rakibin üzerinden geçmek
16. yolun diğer tarafına geçmek
17. yeni pazarlara girmek
18. kendisine haç işareti yapmak
19. geçmek
20. finiş çizgisini geçmek