Crinkly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crinkly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crinkly

Crinkly, Türkçe karşılığı kırışık veya buruşuk olan bir kelime olarak kullanılır.

İşte crinkly kelimesinin örnek cümleleri:

  1. The old man had crinkly skin on his face. (Yaşlı adamın yüzünde kırışık cilt vardı.)
  2. She wore a crinkly blouse that made noise when she moved. (O, hareket ettiğinde ses çıkaran kırışık bir bluz giydi.)
  3. The crinkly paper was difficult to fold neatly. (Kırışık kağıt düzgün katlamak zordu.)
  4. Her crinkly hair was a result of the humid weather. (Onun kırışık saçları nemli havanın sonucuydu.)
  5. The old book had crinkly pages that made a rustling sound. (Eski kitabın kırışık sayfaları hışıltılı bir ses çıkarıyordu.)
  6. The crinkly leaves of the lettuce added texture to the salad. (Marulun kırışık yaprakları salataya dokusal bir özellik kattı.)
  7. His crinkly smile showed that he was happy to see her. (Kırışık gülüşü onun onu görmekten mutlu olduğunu gösterdi.)
  8. The crinkly ribbon added a festive touch to the gift. (Kırışık şerit, hediyeye neşeli bir dokunuş kattı.)
  9. The crinkly paper bag was difficult to open. (Kırışık kağıt torba açmak zordu.)
  10. The crinkly sound of the potato chip bag made her hungry. (Patates cipsi poşetinin kırışık sesi onu açlık hissettirdi.)
  11. The crinkly bed sheets made it difficult for her to sleep. (Kırışık çarşaflar onun uyumasını zorlaştırdı.)
  12. The crinkly fabric of the dress gave it a vintage look. (Elbisenin kırışık kumaşı ona nostaljik bir görünüm verdi.)
  13. The crinkly paper had a handwritten note on it. (Kırışık kağıt üzerinde el yazısı not vardı.)
  14. The crinkly edges of the paper made it difficult to put in the envelope. (Kağıdın kırışık kenarları zarfa koymayı zorlaştırdı.)
  15. The crinkly plastic wrap kept the food fresh. (Kırışık plastik sararım gıdayı taze tuttu.)
  16. The crinkly sound of the autumn leaves was soothing. (Sonbahar yapraklarının kırışık sesi yatıştırıcıydı.)
  17. The crinkly sound of the old record added to the atmosphere of the room. (Eski plakların kırışık sesi odaya atmosfer kattı.)
  18. The crinkly paper lanterns added a whimsical touch to the party. (Kırışık kağıt fenerler partiye hayalperest bir dokunuş kattı.)
  19. The crinkly texture of the bread made it crispy on the outside and soft on the inside.
  1. The crinkly lines on his forehead indicated that he was worried. (Alnındaki kırışıklar onun endişeli olduğunu gösterdi.)

Bu örnek cümlelerde crinkly kelimesi kırışık, buruşuk, kırışık sesi vb. anlamları ile kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.