Crinkly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crinkly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crinkly İle İlgili Cümleler

Anlam: Kırışık veya buruşuk bir yüzey ya da malzeme.

  1. The crinkly paper made a loud noise when I tried to flatten it. (Kırışık kağıt düzleştirmeye çalıştığımda yüksek bir ses çıkardı.)
  2. She wore a crinkly dress to the party last night. (Dün gece partiye kırışık bir elbise giydi.)
  3. The old man had a crinkly smile that made him look kind. (Yaşlı adamın yüzünde kırışıklıklar vardı ve bu onu nazik gösteriyordu.)
  4. The crinkly leaves under my feet made a satisfying sound. (Ayaklarımın altındaki buruşuk yapraklar hoş bir ses çıkardı.)
  5. I love the crinkly texture of potato chips. (Patates cipslerinin kırışık dokusunu seviyorum.)
  6. The crinkly bedsheet was uncomfortable to sleep on. (Kırışık yatak çarşafları üzerinde uyumak rahatsız ediciydi.)
  7. The crinkly plastic bag was difficult to open. (Kırışık plastik poşet açmak zordu.)
  8. The crinkly hair on the dog’s back made him look cute. (Köpeğin sırtındaki kırışık saçları onu sevimli gösterdi.)
  9. The crinkly paper was perfect for making origami. (Kırışık kağıt origami yapmak için mükemmeldi.)
  10. She had crinkly eyes that sparkled when she laughed. (Güldüğünde parlayan kırışık gözleri vardı.)
  11. The crinkly old book smelled of history and dust. (Kırışık eski kitap tarih ve toz kokuyordu.)
  12. The crinkly bread crust was my favorite part. (Kırışık ekmek kabuğu benim favori kısmımdı.)
  13. The crinkly foil wrapper kept the food fresh. (Kırışık folyo kaplama yiyecekleri taze tuttu.)
  14. The crinkly sound of the leaves scared me in the dark. (Karanlıkta yaprakların kırışık sesi beni korkuttu.)
  15. The crinkly plastic flowers looked fake. (Kırışık plastik çiçekler sahte görünüyordu.)
  16. The crinkly material of the curtains blocked out the sun. (Perdelerin kırışık malzemesi güneşi engelledi.)
  17. The crinkly packaging made it difficult to remove the tape. (Kırışık ambalajın yapışkan bandı çıkarmayı zorlaştırdı.)
  18. The crinkly paper bag was perfect for holding my lunch. (Kırışık kağıt poşet öğle yemeğimi tutmak için mükemmeldi.)
  19. The crinkly sound of the plastic wrap reminded me of childhood. (Plastik sarma kağıdının kırışık sesi çocukluğumu hatırlattı.)
  20. The crinkly leaves

on the ground were a sign that autumn had arrived. (Yerdeki kırışık yapraklar sonbaharın geldiğinin bir işaretiydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.