Covet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Covet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Covet

Covet kelimesinin Türkçe anlamı “çok istemek, göz dikmek” olarak özetlenebilir. Aşağıda bu kelimeyi kullanarak 20 örnek cümle bulabilirsiniz.

  1. I have always coveted my friend’s car. (Arkadaşımın arabasına her zaman göz dikmişimdir.)
  2. She covets her neighbor’s garden. (Komşusunun bahçesini çok istiyor.)
  3. He coveted the position of CEO. (CEO pozisyonunu çok istiyordu.)
  4. My sister covets my designer clothes. (Kız kardeşim marka kıyafetlerimi çok istiyor.)
  5. They covet the luxurious lifestyle of their neighbors. (Komşularının lüks yaşam tarzını çok istiyorlar.)
  6. The thief coveted the diamond necklace. (Hırsız elmas kolyeyi çok istedi.)
  7. She has always coveted a corner office. (O, hep köşe ofisini istemiştir.)
  8. He covets his colleague’s job. (Meslektaşının işini çok istiyor.)
  9. They coveted the first-class seats on the plane. (Uçakta birinci sınıf koltukları çok istiyorlardı.)
  10. She covets her best friend’s boyfriend. (En yakın arkadaşının erkek arkadaşını çok istiyor.)
  11. He coveted the championship trophy more than anything. (Şampiyonluk kupasını her şeyden çok istiyordu.)
  12. My dog always covets my food. (Köpeğim her zaman yiyeceklerimi gözüne kestirir.)
  13. She coveted the lead role in the play. (Oyunun başrolünü çok istedi.)
  14. He covets his neighbor’s job. (Komşusunun işini çok istiyor.)
  15. They have been coveting that house for years. (Yıllardır o evi çok istiyorlar.)
  16. The children covet the newest toys. (Çocuklar en yeni oyuncakları çok istiyorlar.)
  17. She has always coveted the attention of her parents. (Ebeveynlerinin ilgisini hep istemiştir.)
  18. He covets his ex-girlfriend’s new boyfriend. (Eski kız arkadaşının yeni erkek arkadaşını çok istiyor.)
  19. They covet the expensive watch in the store window. (Mağaza vitrinindeki pahalı saati çok istiyorlar.)
  20. My friend covets my success. (Arkadaşım benim başarımı çok istiyor.)
  1. She has always coveted her sister’s intelligence. (O, her zaman kız kardeşinin zekasını istemiştir.)
  2. He covets his friend’s popularity. (Arkadaşının popülerliğini çok istiyor.)
  3. They covet the idea of living in a big city. (Büyük bir şehirde yaşama fikrini çok istiyorlar.)
  4. She covets her coworker’s work-life balance. (İş arkadaşının iş-yaşam dengesini çok istiyor.)
  5. He coveted the opportunity to travel the world. (Dünya turuna çıkma fırsatını çok istiyordu.)

Bu cümlelerde “covet” kelimesi bir şeyi veya bir durumu çok istemek, arzulamak anlamında kullanılmıştır. Kelimenin anlamı, farklı cümle yapılarıyla ve farklı nesnelerle kullanılarak çeşitli cümleler oluşturulabilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.